2024 yılı sadece siyasi ve ekonomik düzlemde değil, turizm açısından da zorluklar ve fırsatların peşi sıra yaşandığı bir süreç oldu. Bu noktada sürdürülebilirlik, stratejik esneklik ve konjoktürel olarak uygulanacak özel inovavatif eylemlerin vazgeçilmezliği de müşaade edildi. Hedef ülkelerden turist çekme politikalarının realize olması takip edilirken, iç pazarda da buna paralel gelişmelerin manipüle edilerek turizmin her açıdan dinamizminin sağlanılması, ülkemizin bu sektördeki dünyada ilk üç hedefine ulaşmasında önem arz edecektir.
Bu arada global turizmde de yeni trendler gözleniyor. Çevre dostu, otantik, yenilikçi, çok kuşaklı ve sağlıklılık ya da wellness konseptli ama özünde de kişiselleştirilmiş, yerel kültür ile etkileşim içinde ve özgün turlara tercihler katlanarak artıyor. Yarı turist yarı beyaz yakalı kapsamdaki dijital göçebelerin bağımsız ve bir kaç ay konaklamalı hibrit turizm çeşidi ile de giderek daha sık rastlaşır olduk! Bu arada teknolojik gelişmeleri de yabana atmamak lazım. Artık rehberlerimiz ChatGPD! Zaten bir kaç yıldır da gezi destinasyon ilhamlarımızı Tiktok'tan almaya başlamıştık! Elinde cep telefonu ve mobil uygulamalar olmadan kim seyahate çıkıyor ki? Turistlerin arama motor kullanımları için sihirli sözcükler "kişiselleştirme", ''sağlık'', ''wellness'', "sıradışı turizm deneyimi" ve "sürdürülebilirlik" şeklinde sıralanıyor. Bu arada hiç yerinden kalkmadan halogramik ortamlarda sanal gerçeklik ve Iot uygulamalarına yönelim de bir başka farkedilen şey. Sanırım bunu 'pasif turizm' diye adlandıracağız.
***
Paris 2024 Olimpiyatları’nda kent, 250 bin otel odasını hazır etti ve en az 3 milyon ek ziyaretçiyi kendisine çekmeyi başardı. Temmuz-Eylül döneminde olimpiyatın katalizörlüğünde 20 milyona yakın kişi Paris'i ziyaret etti. Bir ara liderliği İspanya'ya kaptırmış olsalar da, olimpiyat rüzgarı ile Fransa Turizm Bakanı Olivia Gregoire ve Agence de Develooement Tourstque de la France(ATOUT, Fransa Turizm Geliştirme Ajansı) Genel Müdürü Caroline Leboucher, Fransa'nın birinciliğinden emin olduklarını dile getirdi. Euro 2024 nedeni ile Almanya, bir kaç ay önce olimpiyatlara göre daha küçük ölçekli bir başka spor organizasyonunu başarı ile geride bıraktı. Elbette bunları 'spor turizmi', Truva savaşları sonrası yaralı askerlerini Balçova kaplıcalarına getiren Agamemnon'un eylemini de 'kaplıca turizmi' kapsamında değerlendirmek mümkün. Almanya, Slovenya, Çekya, Avusturya, Çin, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve Türkiye'nin iddialı olduğu termal turizmde, ana destinasyonlardan birisi olan Almanya'ya projektörleri çevirdiğimizde, 300'e yakın merkezde en az 300 bin kişinin istihdam edildiği 25 milyar euroluk bir ciroyu görüyoruz!
***
Rakamlara girmişken devam edelim: Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) geçen sene dünyada 1.3 milyar insanın sirküle olduğunu açıklamıştı. Fransa, 100 milyon turistle en çok turist ağırlayan ülke olarak kayıtlara geçti. Sıralama İspanya, ABD ve İtalya şeklinde devam etti ve ülkemiz de beşinci oldu. İspanya 85 milyon, ABD 66 milyon, İtalya 58 milyon , Türkiye ise 57 milyon turist ağırladı. 2024 rakamlarını ise üç aylık çeyrekler bazında takip ediyoruz. Ancak yıllık kümülatifte, geçen seneye göre küresel turizmde, minimum yüzde 5'lik bir artış öngörülüyor. Örneğin ülkemiz 2024'ün ilk dört ayında 12 milyon 680 bin turisti ağırladı. Dünya Seyahat Pazarı'nın (WTM) Küresel Seyahat Raporu'na göre Türkiye, 2024 yılı sonunda Avrupa'da en çok ziyaret edilen ülke olabilir. Herhalukarda, geçen seneki 57 milyon turist ve 55 milyar dolar ciro rakamlarını geçeceğimiz ortada. Ancak turist sayısı her şey değil. Dünya Ekonomik Forumu turizm gelişim endeksine göre oluşturulan en iyi turizm ekonomileri sıralaması, bu konuda bize fikir sunuyor. Bu indeks, havaalanından ülkenin doğal ve kültürel kaynaklarına, güvenlikten fiyat rekabetine kadar birçok kategoride turizm sektörüne odaklanıyor. Sonuçta da o ülke kalkınmasında turizm sektörünün sürdürülebilir bir faktör olarak genel politikasını ölçümlendiriyor. Bu sıralamada ülkemiz 29’uncu...
***
Artık 2024 yılı turizm sezonunun sonlarına geliyoruz. Savaşların ve ekonomik krizlerin gölgesinin dünya turizmini, pandemi kadar etkilememesi hepimizin tesellisi oldu. İnsanlık, gerçekleştirdiği seyahatler ile yeni yerler ve kültürler keşfederken, yaşamını anlamlandırmak için en iyi aktivitelerden birisini ifa ediyor. Yerel deneyimlerin derinlemesine yaşandığı mikro seyahatler perspektifinde, küresel turizm yeni trendlerle radikal bir dönüşüme yelken açarken, bu endüstrinin hiç olmadığı kadar doğayı koruyan, deneyimlediği kültüre katkı koyan bir sosyal sorumluluk ve sürdürülebililik bağlamında, entellektüel perspektife ulaştığının da altını çizmek yanlış olmasa gerek diye düşünüyorum!