Sokak köpekleri öldürülsün mü öldürülmesin mi? Ekonomik kriz belimizi bükmüş. Eğitim iflas etmiş. Kadına ve çocuğa şiddet artmış.
Hukuktaki adaletsizlikler yüzünden insanların sisteme inancı kalmamış.
Ve bizim tartıştığımız konuya bakar mısınız?
Öldürelim diyen tarafa göre:
-Popülasyonu kontrol altına almak için tüm sokak köpeklerini öldürmek tek çare!
-İnsan hayatını korumak için başka da bir seçeneğimiz yok. Çünkü ülkemizde insan hayatı için en büyük tehdit sokak köpekleri!
-Avrupa’da da böyle yapılıyor!
Yapmayın etmeyin. Açıklama yaparken, yorum beyan ederken bari biraz araştırın.
*
Birkaç veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum ki tablo biraz daha netleşsin.
• İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi eski Başkanı Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu’nun aktardığına göre 30 kilo hayvanın uyutulması için 3-4 bin TL'lik ilaç kullanılıyor. Bir hayvanı kısırlaştırmanın maliyeti ise 500 TL.
Yani sadece bir hayvanın canını almaktan değil bir de bunu kısırlaştırma gibi insani ve etkin bir yöntemden 6-7 kat fazlaya mal etmekten söz ediyoruz.
*
• Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı bir süre önce şu istatistikleri açıklamıştı: “Başıboş köpek sayısının 4 milyona yakın olduğu tahmin edilmektedir. Bilimsel verilere göre, başıboş köpeklerin çoğalmalarının kontrol altına alınabilmesi 1 sene içinde toplam sayının %70’inin kısırlaştırılması ile mümkündür. Ancak son 5 yılda ortalama 260 bin, bir yılda en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılabilmiştir.”
Bu başlı başına etkin kısırlaştırma yapılmadığının itirafıdır.
4 milyon köpek varken siz 1 yılda bunun 10’da birini bile kısırlaştırmayı başaramadıysanız, demek ki yeterli sayıda kısırlaştırma yapmadınız. Halbuki Türkiye çapında eşzamanlı kısırlaştırma seferberliği yapılsaydı ve bu esnada üretim ve satış yasaklansaydı 4 milyon köpeğin yüzde 70’i rahatlıkla kısırlaştırılmış olurdu. Ve şu an öldürmeyi tartışmak yerine yapılan başarılı çalışmayı övüyorduk.
*
• Bir de HAKİM’in açıkladığı şu can alıcı bilgi önemli: “Katliam yöntemiyle hayvanlardan kurtulmaya çalışan Romanya’da yapılan bir araştırma hayvanların öldürülerek değil ancak kısırlaştırılarak sayısının azalabileceğini ortaya koyarken, üreme oranının öldürmeyle beraber yükseldiğini vurguluyor.”
Romanya bizim şu an yapmak istediğimizi yaptı. Hayvanları katletti. Ve sonuçta üreme oranının arttığını gördü!
Avrupa’da Belçika, İsveç, Polonya, İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi ülkelerde uyutma, öldürme yok. Kısırlaştırma, sahiplendirme, canlılara layıkıyla bakma var. İlla Avrupa’yı örnek alacaksanız, lütfen vicdanlı ülkeleri örnek alın. Hem aklınızı hem kalbinizi dinleyin.
*
Yavru martılara dikkat!
Martıların üreme dönemi Nisan-Temmuz arasında gerçekleşiyor. Haziran ve Temmuz aylarında genç martılar yuvalarını terk etmeye başlıyor. Bu dönemde siz de sahilde tüylerinin rengi kahverengi kırçıllı ve gagası siyah martılara rastlamışsınızdır. İşte onlar, yavru martılar. Karşıyaka Belediyesi de geçmişte yavru martılarla ilgili ufak bir bilgilendirme yaparak; uçmaya yeni başlayan martıların sık sık yorulup karada yürümeyi tercih ettiklerini; cadde ortasına, kalabalık sokaklara iniş yaptıklarını belirtmiş, bu durumdaki yavru martıların deniz kenarına bırakılmalarını istemişti. Bu dönemde kanadı kırık ve yaralı yavrulara da sık sık rastlanabilir. Uzmanlar uçma deneyimi olmadığı için iniş yaparken veya yaptıkları yer nedeniyle yaralanma vakalarının gerçekleştiğini hatırlatıyor. Vatandaşlar buldukları yaralı martı yavrularını bulundukları ilçe belediyesinin veteriner işlerine götürerek tedavi olmalarını sağlayabilir.
*******************************************************************************
DÜNYADAN BİHABER
HAYTAP ekibi, katliam ihbarları gelen Siverek’te
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde bir kuduz vakası sonrası kuduz riski gerekçesiyle sokak köpeklerinin toplandığına dair gelen ihbarlar ve sonrasında toprağa gömülerek öldürülen köpeklerin korkunç görüntülerinin paylaşılması sosyal medyayı ayağa kaldırdı.
Haberler üzerine HAYTAP ekibi Siverek’e giderek yetkililerle görüştü. Konuyla ilgili HAYTAP şu bilgilendirmeyi yaptı: “Hukukçumuz, veteriner hekimlerimiz ve gönüllülerimizle Urfa’da bahsi geçen bakımevlerinin ziyaretlerini gerçekleştiriyoruz. Belediye başkanı ile görüşme sağladık çözüm bulmaya çalışıyoruz. Hukuki olarak tüm sorumlular hakkında suç duyurularımızı gerçekleştirdik. Bugün tekrar bakımevindeki sağlık riski olmayan köpekleri korumamız altına almak ve naklini sağlamak üzere gittiğimizde valilik tarafından bakım evine girişlerin yasaklandığını öğrendik. DKMP, Valilik ve Tarım Orman ile yaptığımız görüşmelerde ise Urfa il sınırlarından hiçbir hayvanın çıkarılamayacağının bilgisini edindik. Ankara Valiliği’nin kararı sonrası süreç zorluğa girmiş olsa da görüşmelerimiz devam ediyor. Kuduz riski taşımayan karantina süresi dolmuş, aşılamaları yapılmış, nakil edilmeye uygun tüm hayvanları korumamız altına alabilmek için görüşmelerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şehirdeki veteriner hekimlere kısırlaştırma desteği verme öğretme konusunda anlaştık; ayrıca veteriner işleri birimi kurulmasını geçen gün istedik ve bu konuda belediye meclisi kararı çıktı. Hala Urfa'dayız.”
*******************************************************************************
BİZİM GEZEGEN
İnsan için en ufak sıcak farkı bile büyük etkiye yol açıyor
2023, tarihteki en sıcak yıl olarak kayıtlara geçerken 2024 yazının ondan geri kalmayacağı öngörülüyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma ise insanların küçük sıcaklık artışlarına bile duyarlı olduğunu ortaya koydu. Scientific Reports dergisinde yayınlanan araştırmaya göre insanlar sıcaklık değişimlerine karşı önceden düşünülenden çok daha duyarlı: 0,9°C kadar küçük sıcaklık farklılıklarını bile şaşırtıcı bir doğrulukla algılayabiliyoruz. İnsan vücudu, yalnızca fiziksel sağlık için değil aynı zamanda bilişsel süreçler için de hayati önem taşıyan yaklaşık 37 °C'lik bir iç sıcaklığı korumalıdır. Kavurucu veya dondurucu sıcaklıklar, sıcak çarpması veya hipotermi gibi önemli sağlık riskleri oluşturur. Araştırmacılar sıcaklıklar belirli eşik değerlerinin üzerine çıktıkça sağlık risklerinin de arttığını belirterek, "Sıcaklıklar arttıkça rahat kalabilmek için giderek daha fazla enerji kullanmamız gerekecek. Bu araştırmanın sonucu ve rakamlar, gelecekte gerçekleşecek çok daha büyük değişikliklerin dolaylı bir göstergesi” diyor. İklim değişikliğinin bugünkü hızı ve büyüklüğü ile insanlar için benzeri görülmemiş zorluklar ortaya çıkaracağı; hızla artan sıcaklıkların çevresel bozulmalarla birleştiğinde uyum sağlama kapasitemizi zorlayacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar bu etkileri azaltmak için proaktif önlemler almamız gerektiğini kaydediyor.
******************************************************************************
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
“Hayvanlar insanIar için ne iyi arkadaştır; ne suaI sorarIar, ne de insanı tenkit ederler.”
• George EIiot / Yazar