Vicdan bence bir insanda olması gereken en önemli erdem. Çünkü vicdan oldukça, eninde sonunda iyilik kazanıyor. Vicdan oldukça insan doğruyu buluyor.
Vicdansızlık ise bütün kötülüklerin çıkış noktası. Vicdandan yoksun olan insanlar bu yüzden beni hep korkutmuştur. Çünkü bu tip insanların her türlü kötülüğü yapabilme kapasitesi vardır.
Vicdansız insan; bir diğer cana zulüm etmekte, öldürmekte, gasp etmekte, hak yemekte, çalıp çırpmakta, yalan söylemekte, karalamakta, çamur atmakta beis görmez. İyiye, güzele, doğruya, zayıfa, yardıma muhtaca, masuma bakmaz. Kendi rahatını, kendi kazancını, kendi keyfini, kendi ihtiyacını, kendi arzusunu, kendi menfaatini düşünür. Başkası umurunda olmaz.
***
Vicdan kelimesinin sözlük anlamı şöyle:
“Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç.”
İşte bu içsel güçten ve bu güce erişmeyi mümkün kılan ahlaki değerlerden yoksun olmak, maalesef tüm kötülüklerin de kapısını aralıyor.
Bu hafta neşeli bir konu yerine vicdan konusunda beni yazmaya yönlendiren şey ise Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER) Başkanı Fevziye Özkan’ın sayfasında paylaştığı bir olay oldu.
***
Özkan şöyle anlatıyor olayı:
“Neresinden başlayalım, nasıl anlatalım, duygularımızı nasıl ifade edelim bilemedik. Seferihisar Sığacık'ta aldığımız ihbar üzerine gittiğimiz 143 sokakta kanımızı donduran bir manzara ile karşılaştık. YOK olamaz bu dedirten bir görüntüydü.Çöp konteynerine pis bir torba içinde sıkıca bağlanarak atılmış, henüz yeni doğmuş, göbek bağları üzerinde, gözleri kapalı üç kedi bebek. Torba o kadar sıkılmıştı arka patileri kırılmış sabilerin...
Henüz yaşıyorlardı ancak şansları yok denecek kadar azdı. Çöp konteynerini devirdik, çünkü en dipteydiler.Temiz bir havluya sararak eve getirdik.Önce ısıttık, beslemeye çalıştık. Yüzde bir şans bile olsa denemeye değerdi... Yaşayalım diyorlardı amane yazık ki ikisini az evvel kaybettik. ”
SEHAYDER imzalı açıklamada yeni doğmuş kedileri annelerinden ayırıp, çöp gibi atanlarla aynı mahallede yaşamak istemediklerini de belirten hayvanseverler, cani duyguları olan bu insanların hak ettiklerini tez şekilde bulmalarını da dilediklerinin altını çizmiş.
Böyle bir manzara ile hangimiz karşılaşsak benzer hisler yaşardık herhalde.
Bu korkunç olay maalesef ne ilk ne de son. Yavru kedilerin, köpeklerin torba içinde çöp konteynerlerine bırakıldığına daha önce de şahit olduk. Tabii bir de bilinmeyen olaylar var. Kimseler duymadığı, görmediği için o torbaların içinde yok olup giden canlar… Düşüncesi bile insanın kanını dondurmaya, yüreğini dağlamaya yetiyor!
Tek bir iyi haberim var o da hayatta kalan bebek için süt anne bulunmuş. O yavru kurtulur mu, kurtulmaz mı maalesef şimdiden kesin bir şey söylemek mümkün değil ama ufak da olsa bir umut var.
***
Raporlar ve istatistikler hep üzüyor
Konu hayvan hakları olunca raporlar, istatistikler hep iç karartıcı bir tabloya işaret ediyor. Nasıl etmesin ki? Hayvanlar için doğru dürüst yaşam alanları bırakmadık? Evcilleştirip aramıza aldıklarımızın da haklarını bir gram umursamıyoruz. Kirlettiğimiz çevre hem bize hem onlara zarar veriyor. Hal böyle olunca, açıklanan raporlar da üzücü sonuçları gözler önüne seriyor.
HAKİM’in merakla beklediğim 2020 Hayvan Hakkı İhlal Raporu geçtiğimiz haftalarda açıklanmıştı. Sonunda vakit bulup raporu inceleme fırsatım oldu. Raporun zaten özeti her şeyi anlatmaya yetiyor: Bir yılda mezbahalar, çiftlikler ve deney merkezleri dahil olmak üzere, en az 1 milyar hayvanın yaşam hakkı gasp edilmiş; en az 22 milyon hayvan ise işkenceye maruz bırakılmış.
YASA DEĞİŞMEDEN OLMAZ
HAKİM’in raporu açıkladığı basın toplantısının ana teması ‘Yasa Sürecinin Gölgesinde Hayvan Hakkı İhlalleri’ oldu. Çünkü rakamları ve istatistikleri bir kenara bırakırsak, atılması gereken en acil ve önemli adım hayvanların hakkını doğru düzgün savunacak bir yasa yapılması.
Rapordan diğer çarpıcı veriler ise şöyle:
-
3 milyon 36 bin 175 cinsel şiddet vakası bildirildi. En az 20 hayvan cinsel saldırıya uğradı ancak bu suçlar kanıtlanamadığı ve genellikle raporlanmadığı için tam sayı bilinmiyor.
-
1 milyar 280 milyon 153 bin 923 özgürlüğü kısıtlama vakası raporlandı.
-
820 bin 14 hayvan avcılık, ateşli silah, işkence ile öldürüldü.
-
Deneylerde 209 bin 212 hayvan işkenceye maruz bırakıldı. Kaçının öldüğü bilinmiyor.
***
Tam kapanmada hayvanlar ve hayvanseverleri neler bekliyor?
Biliyorsunuz, 29 Nisan Perşembe itibarıyla tam kapanma, diğer adıyla kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulaması başladı. Bu uygulama 17 Mayıs Pazartesi günü saat 05.00’e kadar devam edecek.
Bu süreçte sokak hayvanlarının besleme ve bakımı, hayvan sahiplerinin durumu ile ilgili de maddeler de genelgede yer aldı.
Daha önce uygulanana kısıtlamalarda olduğu gibi sokak hayvanlarını besleyenler istisna kapsamında yer alıyor. Dolayısıyla gönüllüler bir kez daha kent genelinde sokak canlarını beslemek için seferber olacak.
Merak edenler için genelgede hayvanları ilgilendiren bölümler ise şu şekilde sıralanıyor:
GENELGEDEKİ İLGİLİ MADDELER
Madde 6: Sokağa çıkma süresi boyunca sokak hayvanlarının beslenmelerine özel önem verilecek, bu kapsamda Vali/Kaymakamlar tarafından yerel yönetimler, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli koordinasyon tesis edilerek sokak hayvanlarının beslenmeleri için gerekli tedbirler alınacak, bu amaçla başta hayvan barınakları olmak üzere park, bahçe, orman gibi sokak hayvanlarının doğal yaşam alanlarına düzenli olarak mama, yem, yiyecek ve su bırakılması sağlanacaktır.
EK: Sokağa Çıkma Kısıtlamasından Muaf Yerler ve Kişiler Listesi
4. Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri ile buralarda çalışanlar, hekimler ve veteriner hekimler,
13. Sokak hayvanlarını besleyecek olanlar, hayvan barınakları/çiftlikleri/bakım merkezlerinin görevlileri/gönüllü çalışanları ve 7486 sayılı Genelgemizle oluşturulan Hayvan Besleme Grubu üyeleri,
14. İkametinin önü ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvanlarının zorunlu ihtiyacını karşılamak üzere dışarı çıkanlar,
38. İş yerinde bulunan hayvanların günlük bakım ve beslenmelerini yapabilmek için ikamet ile iş yeri arasındaki güzergâh ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvan satışı yapan iş yerlerinin sahipleri ve çalışanları.
Sokak hayvanlarını besleyenler için özetle durum şöyle: Yakın çevrede besleme yapacaklar için herhangi bir sıkıntı veya ekstra izin alınması gerekmiyor. Ancak besleme için uzak yerlere gitmesi gerekenlerin Kaymakamlıklardan izin alması şartı var. Araçla besleme yapacaklar için herhangi bir durdurma olduğunda bagajda mamaların bulunması zaten besleme için çıkıldığına dair yeterli kanıt olarak görülebilir. Ancak yine de tedbirli olup izin almakta fayda var.
KABUL EDİLEMEZ KARAR
Genelge maddelerinin hayvanseverlerin işini kolaylaştırması sevinçle karşılanırken, petshopların ticari faaliyet yapmasına izin verilmemesi ise kafaları karıştırdı. Konuyla ilgili HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder şu açıklamayı yaptı:
“Federasyonumuzagelen sorulardan biri de petshoplar’ın kapatılıp kapatılmayacağı yönünde. Nasıl bizlerin beslenmesi için gerekli yerler açıksa,can dostların mama ihtiyacı için de petshoplar açık olmalıdır. Bu anlamda ticari faaliyete izin verilmemesi kabul edilmez bir karar. Gerekli yerlere müracaatlarımızı yaptık. Mart 2021 tarihli genelgede petshop’ta canlı hayvan varsa onların besleme ve bakımının yapılması için işyerlerinin 10.00-17.00saatleri aralığında açık olması kararı var ancak ticari faaliyet yapılmaması yer almaktadır. Bunun acil değiştirilmesi konusunda açıklama bekliyoruz.Can dostlar aç kalamaz.”
***
Sosyal medyadan inciler
Nisan başında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Melih Gökçek döneminde 1 milyar dolardan fazla para harcanarak yaptırılan Ankapark’ın hayvanat bahçesi olacağını açıklamıştı. Tabii hayvanseverler doğal olarak sosyal medya üzerinden bu konudaki tepkilerini dile getiriyor. Sonuçta uzun yıllardır hayvanat bahçelerinin kapatılması yönünde bir mücadele sürerken yeni hayvanat bahçelerinin açılmak istenmesi pek de sıcak karşılanmadı. HAYTAP da bu konudaki tepkisini sosyal medya hesabından paylaştığı afişlerle sık sık dile getiriyor.
***
Kimi takip etsek?
Kedi ve köpeklerle ilgili hesapların sosyal medyayı domine ettiği şu günlerde bir kirpi olarak ön plana çıkmak kolay değil diye düşünebilirsiniz ama Darcy aynı fikirde değil. Darcy isimli kirpinin Instagram’daki sayfası “darcytheflyinghedgehog” 339 bin takipçiye sahip. Darcy’nin sahibi ShotaTsukamoto kirpisinin öyle güzel fotoğraflarını çekiyor ki, takipçiler her fotoğrafı beğeniye ve yoruma boğuyor.
Direkt link: https://www.instagram.com/darcytheflyinghedgehog/
***
DEÜ’lü gençlerden Şopengazi’ye destek
İzmir Menderes’te bulunan ve DOHAYDER öncülüğünde gönüllülerin ilgilendiği Nebiha Deprem Şopengazi Bakımevi gençlerin ziyareti ile moral buldu.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Toplum Gönüllüleri ekibi bakımevinin ihtiyaçlarına yardımcı olmak için kolları sıvadı. Gün boyunca yapılması gereken işlere yardım eden gençler, hayvanlara zarar verebilecek boyutlara gelmiş dikenleri ve zararlı otları temizledi. Bu arada Şopen canlarını sevmeyi de ihmal etmeyen gençlerin ziyareti hayvanseverleri de mutlu etti.
***
Haftanın Karesi
“Şehla mı? Ben mi? Yok artık! Nerden çıktı şimdi bu?”
Fotoğraf: Cats Of Instagram