Bir şehirde spor çöküyorsa,
Ekonomisi de siyaseti de, birçok değeri de çöküyor demektir.
Koskoca kentte, bilumum siyasetçi zevat, bilumum, papyonlu kokteyl insanı ve cümleten kent yöneticileri iki elleriyle bir spor sahasını çözemiyorsa, bu dükkan kapanalı çok olmuş da bizim haberimiz yok demektir.
Ne zaman seçim olsa, bu siyasetçi zevatlar, gelir kente söz verirler.
Hatta kravatlı gömlekli fistanlarının üzerine, kime şov yapıyorlarsa onun formasını giyer, fotoğraf verirler.
Sonra?
Sonrası fasulye... Bir anda yok olur bu sihirbazlar.
Al Karşıyaka Stadı.
Al Altay Alsancak Stadı..
Al sana söz verilen Torbalı Göztepe tesisleri...
Takımlar kendilerine stad bulacaklar da, çocuk yetiştirecekler de, altyapılarıyla güçlenip, üst liglere çıkacaklar da biz de izleyeceğiz...
Hayal...
Torbalı'da Göztepe'ye 104 dönüm arazi verilmişti.
Aman ne sevinmiştik. Göztepe camiası da öyle.
Projeler çizildi, hazırlıklar başladı.
Bir önceki belediye başkanına methiyeler düzüldü.
Sonra seçimi İsmail Uygur kazandı.
Bu tahsisi iptal etti.
Göztepeliler ayağa kalktı. Gergin gergin açıklamalar yapıldı.
İsmail Uygur'u tanımam etmem ama kızmadım, kızmayın...
Çünkü arazi, imar kanuna açıkça aykırı iken bu tahsis yapılmış.
Karşıyaka'da farklı mı?
Evet önceki Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar karşı çıkmıştı.
AK Parti'li vekiller gidip orada eylemler yaptılar.
"Biz yapacağız" dediler.
Belediye Başkanı son aylarına girerken, aslında bu direnişten vazgeçti.
Mahkemelerden çekildi.
Ne oldu?
Kazmayı küreği alıp, daldılar mı inşaata? Yok...
Öyle mezbelelik duruyor.
"Haydi yapıyoruz" desen iyimserce en az 3 yıl 4 yıl...
Alsancak Stadı'na ne oldu?
Kaplumbağa hızıyla bir yürüyor bir duruyor...
....
Bu kentin sahibi falan yok.
Ağzını açan da yok.
Seçmene güzel görüneyim diye, imarı olmayan araziyi törenlerle, nümaiş ile Göztepe'ye vereceksin.
Sonra gelen diyecek ki "Bunlar kanunsuz iş yapmış, Büyükşehir düzeltsin öyle verelim"
Sonuca gelelim...
Tü kaka CHPli başkan...
....
Bunlar, yalancı siyasetçilerin bizi kandırma oyunları.
Dünyanın en güzel ata sözü;
Sonuç?
Göztepe'nin Torbalı işi en az 1 yıl atar...
Hayaller de biraz yatar.
Alsancak Altay Stadı Allah'a emanet birinin canı isterse bitecek.
Karşıyaka Stadı harabelik...
Ses çıkaran var mı? Yok...
İzmir'in sahibi var mı? Yok...
Kokteyl var, 10 kişi toplandık konuşma yapacak papyonlu var mı?
Ooooo ondan çok...
....
Altınordu yüzde 35 küçülme kararı almış.
İzmirspor, onurlu insanların yüreğiyle ayakta kalmaya çalışıyor.
Karşıyaka, Göztepe, Altay'ın stat durumları ortada...
Sporu olmayan kentin sanayisi de yoktur sahibi de...
Bunlar yalandan kontluk yapmaktan bıkmıyor.
Biz usandık, 40 yıldır.
Bunlar yalana ve temiz kalpli spor camiaları kandırmaya doymuyor...
Vizyondaki film hep aynı eskimiyor...
"Yalana Doymayanlar"
***
Yakın bir zamanda aramıza TV35 katıldı.
Televizyon yayıncılığı çok zor, çok meşakkatli.
Mithat Umutoğulları ve arkadaşları bir mücadele içine girdiler.
Görülüyor ki onlar da yalnız kalmak üzereler.
RTÜK sitesine girerseniz İzmir televizyonu olarak, bir tek TV 35 var.
Bir dönem; SKY TV, Kanal 1, Ege TV, Kordon TV, Flash İzmir,
Aynı anda yayında idi. 5 televizyon yarışırdı.
Kent SKY TV'yi, Ege TV'yi Kanal 1'i İzmir TV'yi, Kanal 35'i
Hatta Flash TV izmir'i bir güzel harcadı.
Ağzı laf yapanlar timsah gözyaşı döküyor şimdi...
Şimdi TV35 bir mücadele içinde...
Neden kent elele kolkola verip çekişmeyi bırakmaz ki.
Bir kıskançlık mı diyeyim, bir çekememezlik mi?
Bir kibir, bir tepeden bakma mı adı bilemedim...
Bari "Bu arkadaşlara sahip çıkın beyler..."
Diyeceğim ama...
Nerde o eski "Beyler"...
İzmir'in İzmir çıkışlı bir TV'si var uydu da...
Onu da harcarsak ayıp bize...
Hoş deveye sormuşlar; neden boynun eğri?
Ne demiş?
***
Adliyeye girdim mi hala tedirgin olurum.
Ne bileyim eskiden kalma anılar mı depreşir bilmiyorum.
Biz böyle kalalım, ne korku kalmış millette ne ar, ne utanma...
Yargının nabzı sitesinin haberine göre, genç adam, adliyede, asansörde, stajyer avukatı sıkıştırıyor.
Başlıyor sözlü tacize...
Senden şöyle hoşlandım böyle hoşlandım diye...
İniyorlar devam ediyor.
Genç avukat kızımız hemen şikayet ediyor.
Tacizci arkadaş bir avukatın yanında icra takipçisi çıkıyor.
Nöbetçi mahkemeye çıkarılan tacizci arkadaş, adli denetim şartıyla serbest...
Pişkinlik mi arıyorsun... Sepetler dolusu...
Adaletin bittiğine, ne yaparsan yap bir şey olmayacağına, hapishanelerde yer kalmadığından dışarı çıkacağına, o kadar inanmışlar ki...
Her şey serbest...
DELİ ZİYA: "Karne ile bisiklet dağıtımı başladı. Vah memleketin haline"