Bilmezler yalnız yaşamayanlar,

Nasıl korku verir sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle;

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret,

Bilmezler.

can dostlar-kose-3

Orhan Veli, böyle anlatıyor yalnızlığı… Uzun süren yalnızlık hali insanlar için korkutucu, çıldırtıcı bir deneyim. Peki ya hayvanlar ne hisseder yalnızlığa mahkum edildiklerinde?

Çocukluğumun en üzücü anılarında Pak Bahadır vardır. Bahadır, İzmir’in eski hayvanat bahçesinde yaşayan bir fildi. 1954 yılında Pakistan’dan Kültürpark Hayvanat Bahçesi’ne getirilmiş; 53 yılını kafeste geçirdikten sonra bu dünyaya veda etmişti. Küçükken fuara ne zaman gitsek Bahadır’ın dev gibi cüssesine küçük gelen kafesinin önünde durur; çocuk aklımla neden orada olduğunu anlamaya çalışırdım. Annesi babası yok muydu? Çocukları yok muydu? Arkadaşları neredeydi? Hep tek başına sıkılmıyor muydu?

Bence dünyanın en yalnız filiydi Bahadır. İzmirliler kendilerince onu çok severdi ama çektiği yalnızlığı, acıyı fark edememişti. Gerçek sevgi onu özgür kılmaktı; onu göremesek bile özgür bir hayatı olacağını bilerek mutlu olabilmekti. Maalesef bu gerçekleşmedi. Pak Bahadır yalnız yaşadığı kafesinde 2007’de hayatını kaybetti.

*

Geçtiğimiz hafta da 'dünyanın en yalnız balinası' Kiska 40 yılı aşkın esaretin sonunda 47 yaşında öldü. Su dolu tankın içinde insanların eğlencesi için sergilenen Kiska, 1 değil, 10 değil, 100 değil, 1000 değil, 15 bin günü o tankta hapis geçirdi. Okyanuslardan koparılıp su parkına getirildiğinde daha gencecikti. Yalnızlığı öyle bir noktaya geldi ki, zaman zaman kafasını tankın duvarlarına çarpıyordu. Kiska maalesef bir daha okyanus sularında özgürce yüzemedi. Hayvan hakları aktivistlerinin onu özgür bırakma çabası yeterli olmadı.

*

Pak Bahadır ve Kiska için geç kaldık ama yalnızlık mahkumu diğer canlar için hala bir şeyler yapabiliriz. Örneğin ‘dünyanın en yalnız gorili’ olarak bilinen Bua Noi’yi kurtarabiliriz. Bua Noi tam 30 yıldan fazla süredir Tayland’da bir alışveriş merkezinin içindeki hayvanat bahçesinde yaşıyor. Kafesin içinde yapayalnız bir ömür geçiren Bua Noi’nin özgür kalması için 'change.org' üzerinden bir imza kampanyası başlatıldı. 120 bin imzayı aşan kampanya 150 bine ulaşırsa en fazla imzalanan kampanyalardan biri olacak.

*

 

---- Tek suçları var olmak---

Pak Bahadır, Kiska, Bua Noi ve diğerleri. Kimi hayvanat bahçelerinde, kimi su parklarında, kimi hayvanlı sirklerde veya zenginlerin özel bahçelerinde esaret altında…

Onlar ömür boyu hapse mahkum edilen hayvanlar. Suçlu değiller. Birini öldürmediler, tecavüz etmediler, çalmadılar, yolsuzluk yapmadılar, hakkını yemediler… Tek suçları var olmak olan hayvanların esareti artık bitsin. Gerçek yeri vahşi doğa olması gereken hayvanların tutsak edildiği sözde “eğlence” yerlerine gitmeyerek, yenilerini talep etmeyerek, kirli düzene ses çıkararak bu sistemin değişmesini sağlamak mümkün.

DEÜ’de hayvan deneyi

merkezine imzalı tepki

can dostlar-dunyadanbihaber-4

Hayvan deneyleri, vicdanlı insanların giderek artan farkındalığının da sayesinde artık tüm dünyada tepkiyle karşılanıyor. Deneylerde her yıl milyonlarca hayvanın işkenceye maruz bırakılması ve ölmelerinin insani ve etik olmadığı görüşünde birleşen aktivistlerin tepkileri nedeniyle birçok ülkede hayvan deneyleri yasaklanırken, Türkiye’de ise bu konuda istenen adımlar henüz atılmadı.

Kalkınma Bakanlığı’nın “Büyük Deney Hayvanı Araştırma Altyapı” çağrısına istinaden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından yapımına başlanan Büyük Deney Hayvanları Araştırma Laboratuvarı’nın bu Mayıs’ta tamamlanması öngörülüyor. Projenin iptali için son olarak change.org üzerinden Dokuz Eylül Üniversitesinde Deney Merkezine Hayır Platformu tarafından imza kampanyası başlatıldı.

Şu ana kadar 12 binin üzerinde imza toplanan kampanyanın çağrı metnindeki bazı ifadeler ise şöyle: “28 milyon TL bütçe ayrılan bu deney merkezinde, 10-25 kilo arasındaki hayvanlar deney adı altında türlü işkencelere ve en sonunda ölüme mahkum edileceklerdir.  Hayvan deneyine alternatif birçok bilimsel yöntem ispatlanmışken, hayvanların yaşamını kâr olarak gören ve bunu bilim adı altında yapan şirketler, her yıl dünyada 100 milyondan fazla hayvana deneylerde işkence yapmakta ve bu hayvanların neredeyse hepsini deneylerden sonra öldürmektedir. Milyonlarca canlının yaşamını, deney hayvanları üzerinden para kazanan bir avuç şirketin ve bilimsel yöntemleri hiçe sayarak hayvan katletmeyi, işkenceyi tercih eden Dokuz Eylül Üniversitesi'nin eline bırakmayacağız.”

İnsan, hayvan ve doğa için

TEK SAĞLIK yaklaşımı

can dostlar-bizimgezegen2

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), BM Çevre Programı (UNEP), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve BM destekli Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) başkanları bir araya gelerek, “Tek Sağlık” yaklaşımı altında insanların, hayvanların ve çevrenin sağlığını dengelemek ve optimize etmek için küresel eylem çağrısı yaptı. "Daha sağlıklı bir gezegen inşa etmek için hayati öneme sahip siyasi taahhütler, daha fazla yatırım ve her düzeyde çok sektörlü işbirliği acil eylem planı ile harekete geçirilmeli" denildi. Tek Sağlık yaklaşımına yönelik 7 öncelik ise şöyle sıraladı:

1. Uluslararası siyasi gündemde Tek Sağlık'a öncelik verilmeli.

2. Tek Sağlık Ortak Eylem Planı ile uyumlu olarak ülkeler kendi ulusal Tek Sağlık politikalarını, stratejilerini ve planlarını güçlendirmeli.

3. Ulusal Tek Sağlık planlarının uygulanmasına yönelik çalışmalar hızlandırılmalı.

4. Sağlık tehditlerini zamanında ve etkili bir şekilde önleme, tespit etme, kontrol etme ve bunlara yanıt verme becerilerine ve kapasitelerine sahip sektörler arası Tek Sağlık iş gücü oluşturmalı.

5. Hayvanlardan insanlara zoonoz bulaşma riskini artıran faaliyetleri ve yerleri hedefleyerek, salgın hastalıkların ve sağlık tehditlerinin kaynağında önlenmesi sağlanmalı.

6. Tek Sağlık anlayışına yönelik bilgi, araştırma ve geliştirme, teknoloji, yeni araç ve verilerin paylaşımı etkinleştirilmeli.

7. Sağlık tehditlerinin kaynağında önlenmesi için, her seviyede uygulamanın yaygınlaştırılmasını sağlayan Tek Sağlık stratejileri ve planlarının yatırımı ve finansmanı artırılmalı.

Her şey birbirine bağlıdır

can dostlar-kulagimizakupe-3

“Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır.”

 

- Kızılderili atasözü

Halihazırda yaklaşık 1 milyon hayvan ve bitki türünün nesli tükenme tehdidi altında. Son 100 yılda insan dışındaki canlıların neslinde çarpıcı bir tükeniş hızı gözleniyor. Nereye gidiyoruz ve onlar yok olursa biz ne yaparız? Üzerine düşünmek lazım.