Lena, hayatımdaki en sevdiğim karakterlerden biri. İnsanların yüzünü okuyor, duygu durumlarına göre karşısındakini kırmadan, incitmeden iletişim kurmaya çalışıyor. Sahte davranışları hemen fark ediyor. Çok soru soruyor ve hemen, kısa, net cevaplar almak istiyor. Yoksa dikkatini başka bir yöne çeviriyor. Verdiğin cevapların kalitesine göre karşısındaki konumlandırıyor ama kimseyi küçük görmüyor. Herkesi kendi koyduğu kurallarla yönetmek en büyük hobisi. Mantıksız ve açık bir şekilde anlatılmayan her durum onu kızdırabiliyor. Meyvelerden çileği, renklerden en çok pembeyi seviyor. Bir çizgi filmde ya da sinemada değil, gerçek hayatta kesişti yollarımız. Lena, 5 yaşında.
Ben en çok annesiyle olan diyaloglarını izlemeyi seviyorum. Annesi ona, "Neden hep kucağıma çıkmak istiyorsun?" diye sorduğunda onu, "Yakında kucağa alınmayacak kadar büyüceğim. Şimdi tadını çıkarayım" diye yanıtlıyor. Ya da televizyon izlerken sıkılınca, "Büyüyüp okula başlamayı ve odamda ders çalışmayı heyecanla bekliyorum" diyor. Bir yere gittiklerinde annesi Lena'nın çok soru soracağını bildiği için, "20 tane hakkın var. Daha fazla sormak yok" dediğinde 21'inciyi sormuyor ama 20 tane hakkının tamamını da kullanıyor.
***
Karşınızdakini tanımaya çabasında olursanız bu sizin iletişim kurmak için gayretli olduğunuzu gösterir. Aynı dili konuşmuyor olsanız da verdiğiniz zamanın karşılığı size güven olarak geri döner. Karşınızdakini tanırken ortak noktalarınızı tespit ederseniz ve onlar üzerinden diyalog kurmaya devam ederseniz bu iletişiminizi güçlendirir. Kendi aranızda bir dil geliştirdiğinizde bu sağlam temelleri olan bir ilişki yarattığınızın göstergesidir.
Birinin eline çekiç verirseniz bir süre sonra her şeyi çivi olarak görmeye başlar, hayatı bir satranç tahtasına benzetirseniz her hamlenizi başarı kazanmak için atarsınız. Oysa her zaman etrafta çakılacak bir çivi yoktur ve hayat da başarı kazanmaktan, yenmek ya da yenilmekten ibaret değildir.
***
Karadeniz'deki Rusya, Ukrayna ve ABD arasındaki gerginlik artıyor. Ülkeler iletişim kurmak yerine güç gösteri yapmayı, çözüm bulmak yerine silahları konuşturmayı tercih ediyorlar. Oysa savaşlarda kazanan yoktur. Dul kalan kadınlar, babasız kalan çocuklar vardır.
Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasındaki sorunun bitmesini istiyor. Bu çok olumlu ve güzel bir istek. Peki Türkiye'de iktidar, muhalefetle, doktorlarla, yargı mensuplarıyla, gazetecilerle,üniversite hocalarıyla, çiftçilerle ve de gençlerle arasındaki sorunları çözmek için ne kadar çaba sarf ediyor?
***
2016 yapımı Arrival (Geliş) adlı filmde dünya dışından gelen 12 uzay gemisi çeşitli ülkelere ve bölgelere inerler. İndikleri yerlerden biri de Karadeniz'dir. Uzaylılarla insanlar, iletişim için aralarındaki dil sorununu çözmeye çalışırlar. Uzaylıların 'silah' kelimesiyle kurduğu bir cümle tüm dünyayı karıştırır. İnsanlar, dost olarak gelen uzaylıların gemilerine saldırmaya hazırlanırlar.
Kültürlerin yaşadıkları çevreyi algılayış ve yaşayış biçimleri farklıdır. Bir kelime farklı dillerde farklı anlamlara gelebilir. Ne demiştik: "Kendi aranızda bir dil geliştirdiğinizde bu sağlam temelleri olan bir ilişki yarattığınızın göstergesidir."
Hukuk ve diplomasi bu dillerden bazılarıdır.
Barış için, dostluk için sevginin dile ihtiyaç vardır. O da zihinde ve gönüldedir.
***
Benim Lena ile kurduğum ilk iletişim oyun üzerinden oldu. Şimdilik onun en iyi oyun arkadaşlarından biriyim.
Umarım her zaman çok iyi arkadaş olarak kalırız.