Son birkaç yılımız parlak geçmedi; son gelişmeler de iç açıcı değil… Yine de bardağın dolu tarafını görmeye çalışalım; yeni yılda umut vaat eden pek çok şey var…

Öncelikle siyasi durum…

Tüm göstergeler erken, hatta baskın seçim olasılığını güçlendiriyor ve muhalefet çok büyük bir hata yapmazsa (halkın geniş desteğini toplayamayacak, seçilmesi kesin olmayan bir aday göstermek gibi), Erdoğan da, AKP de kesin gidici.

***

Ekonomi çok kötü durumda; enflasyon, pahalılık ve işsizlik özellikle dar gelirlinin belini büküyor, ama iyi kadroların elinde kısa zamanda düzelme sağlanabilir. Belki de en çok dibe vurduğumuz alan olan dış politikada, Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ temel ilkesine dönülmesinin ardından, bulunacak uygun kredilerle, doğal tarım, hayvancılık ve özellikle arkeoloji turizmine yapılacak yatırımlarla, kısa zamanda yükselişe geçebiliriz.

***

‘Hukuk devleti’ niteliğimizi yeniden kazandığımızda, modern eğitimin gereklerini yerine getirip, gereksinim duyduğumuz alanlarda ara eleman yetiştirmeye öncelik verdiğimizde, ekonomideki düzelme daha da hızlanacaktır.

Aşılara son derece dirençli olan ve çok daha kolay bulaşan Omicron varyantı nedeniyle, yılbaşı kutlamaları sonrası olgu sayısında patlama ve sorunlar yaşayabiliriz; aşısız birçok vatandaşımız hastaneye yatabilir, hatta ölebilir. Ancak aşılılar enfekte olsalar bile hafif belirtilerle atlatacak ve belki de dünyada enfeksiyonun sonlanması hızlanacak. Kovid-19’u artık iyi tanıyoruz; uzmanların önerileri doğrultusunda hareket edip, gerekli önlemleri aldıktan sonra korkacak, endişe edecek bir şey yok…

19 YILDA NEREDEN NEREYE GELDİK?

19 yıl öncesine ait bir habere rastladım. 11 Kasım 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin ‘Gelin Lojmanda Oturmayalım’ başlıklı bu haberine göre Erdoğan, Ankara Bilkent Oteli'ndeki toplantıda, yeni seçilmiş 363 milletvekiline demiş ki:

“Sizden halka umut verecek önemli bir ilk adım bekliyorum. Bu da milletvekili lojmanlarında oturmamanızdır.” Bu karar alkışlarla alınmış; Erdoğan “Halkımızın arasına katılmaya karar verdiniz” demiş. Toplantıda ayrıca, Meclis'in 6 bin olan personel sayısının yarıya inmesine, yöneticiler haricinde tüm makam araçlarının kalkmasına da karar verilmiş.

***

Bugün aynı Erdoğan, kendi ifadesine göre ‘1150 küsur odası’ bulunan (Sabah, 6 Aralık 2014) ve 350 milyon dolara mal olan bir sarayda yaşıyor. Sol.org’un haberine göre 2018’da Saray’da 2.374 işçi çalışıyormuş. Cumhurbaşkanlığı envanterine kayıtlı 8 uçağın yanında Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’na ait VIP uçaklar da eklendiğinde bu sayı 15-16’ları bulmaktaymış (Odatv, 2021). Yazlık konutları, korumaları ve makam arabalarını geçiyorum.

“Konuyla ne ilgisi var?” derseniz…

Halktan kopulduğu için gelmişlerdi, halktan koptukları için gidiyorlar…

“Allah yaptırıyor” diyenler, açsınlar Kuran okusunlar. Fâtır Suresi 5. Ayeti’ni, örneğin: “O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın.” (Yaşar Nuri Öztürk meali)