Azerbaycan Türkleri doğum günlerini kutlarken, “ad günün kutlu olsun, mübarek olsun” derler. Ne kadar mantıklı değil mi? Yeni ad, yeni doğana konur. Doğum gününüz de aslında adınızın takıldığı, size bir ad yakıştırıldığı gündür.
Türkiye Futbol Federasyonu da (TFF) 2019-2020 futbol sezonunun adını iki gün önce ilan etti; Cemil Usta Sezonu… Önümüzdeki sezon Süper Lig maçları bu isimle oynanacak artık.
Liglere isim verme modası aslında ülkemiz için yeni sayılır; 2014-2015 sezonunda Beşiktaş’ın büyük başkanı rahmetli Süleyman Seba’nın adı ile başlayan ve sırasıyla Hasan Doğan, Turgay Şeren, İlhan Cavcav ve Lefter Küçükandonyadis isimleri ile devam eden, isimli lig serüveni, önümüzdeki sezon Trabzonspor camiasının eskilerinden Cemil Usta ismi ile devam edecek. Trabzon’a ve Türk futboluna hayırlı olsun.
Olsun, olmasına da… Biz de bir İzmirlinin adının verilmesini çok arzu etmiştik. Türk futbolunun taçsız kralı Metin Oktay’ın adını yakıştırmıştım ligin başına… Birkaç kez de yazılarımda dem vurmuştum… Aslında yalvarırcasına… Çünkü ülkemizin ve Türk futbolunun İzmir ruhuna, İzmirli özgür düşünceye, özgür yaşam şekline ihtiyacı var. Hem de ivedi tarafından…
Üstat, yazar ağabeyim Muzaffer Ayhan Kara da, bir diğer Türk futbolu efsanesi, Göztepeli, Adnan Süvari olsun diye çırpınmıştı yazınlarında… Her ikimizin de aslında amacı aynıydı diye düşünüyorum; İzmirli futbol efsanelerinden birinin adını Süper Lig ön adı yapabilmek ve İzmirli yaşam felsefesinin tüm yurda yayılmasını sağlamak…
Bu iş, şehirlere milli takımı getirmeye döndü gibi duruyor. TFF’nin kafasına göre milli maçları dağıttığını biliyorsunuz. En son İzmir’de milli takımı ne zaman izlediğimizi hatırlıyor musunuz? Ben hatırlatayım; 2009 yılında… Bir özel maçtı Atatürk Stadında oynandı ve Fildişi Sahilleri milli takımı ile 1-1 berabere kalmıştık. Tam on yıl önce yani… Ondan bir önceki de yine bir hazırlık maçı ve bugünden on üç yıl önce, 2006 yılında 2-2 skorlu bir Çek Cumhuriyeti maçı… O zamanlar, hiç olmazsa üç, beş yılda bir milli takım şehrimizin misafiri olurdu. Ne yaptıysa bu şehir TFF’ye son on yılda? Milli maç vermez oldular.
Demem o ki, TFF, İzmir’i unutmuş durumda! Ne milli maç veriyor, ne de efsanelerimizi dikkate alıyor. Yine de İzmirlilik bizde kalsın, Cemil Usta’yı da rahmetle analım ve 2021’in ad gününü çılgınlar gibi kutlayacağımız, Metin Oktaylı, Adnan Süvarili günleri gözleyelim heyecanla…
***
Son bir haftadır Altınordu’da bir profesyonel yapma telaşı… Ardı ardına flaşlar patlıyor. Neredeyse hemen her gün yeni bir altın evlat, alt yapıdan üste çıkarılıp, profesyonel imza attırılıyor. Ne güzel değil mi? Ama sadece son bir haftadır oluyor bu imza telaşları…
Trabzonspor’a kaptırılınca iki yiğit! Altınordu’nun kurmayları ellerini çabuk tutuyorlar anlaşılan… İyi de yapıyorlar. Alt yapılara yatırım yaparken, evlatların yani alt yapı sporcularının gönüllerini ve beyinlerini okşarken ara sıra ceplerini de okşayacaksınız. Bunun adı, maalesef endüstriyel futbol!
Dipnot; “Bir musibet, bin nasihatten iyidir” Türk Atasözü.