“Troya’nın tam karşısında bir ada görünür. Dillere destan Tenedos adasıdır bu”
Vergilius, Aeneid’’
“Ada”, İletişim Akademisyeni Gazeteci-Yazar Haluk Şahin’in son romanının ismi.
Değerli Hocam, “Haluk Şahin’den değerli dost Atilla Köprülüoğlu’na onun da sevdiğini bildiğim Ada’dan sevgilerle-2018 Bozcaada’’ yazıp imzalamış kitabını.
“Ada” Haluk Hoca’nın 30 yılı aşkın da yaşamını paylaştığı Tenedos’un (Bozcaada) henüz keşfedilmemiş günlerini, o günlerde adaya sığınmış bir matematik dahisi ile Troya Antik Kenti’nde çalışan bir kadın arkeolog arasındaki aşka dönüşen ilişkiyi anlatıyor.
Şahin, Tenedos’un “eskilerinin” kitapta bazı tanıdıklarına rastlayabileceklerini, ancak karakterlerinin çoğunun hayali olduğuna dikkati çekmekte.
Roman Bozcaada’nın hem tarihsel hem de coğrafi açıdan benzersiz, çok özel bir yer olduğuna işaret ediyor.
xxx
Prof. Dr. Haluk Şahin ilk romanı “Babiali’de Cinayet”te medyadaki çürümeyi aktarmıştı.
Yazar, bu kez Susurluk dönemi Türkiye'sinden masum adaya, mitolojinin karanlık köşelerine ve Troya’ya uzanıyor.
Romanın kahramanlarından matematikçi Deniz Yorgancı, evrenin sırlarını çözümleyecek teoriyi oluşturmanın eşiğindeyken hayatı hiç ummadığı bir yönde değişir.
Yorgancı Holding’in sahibi babası, magazin sayfalarının kraliçesi Feri ile evlendiğinde karanlık ilişkilerin ördüğü ağ yavaş yavaş Yorgancı ailesini kuşatır.
Bir yazgı gibi gelişen olayların sonunda kendisini Bozcaada’da bulan Deniz, Troya’nın gizlerini araştıran Arkeolog Gülderen’le tanışır.
Tetikçiler peşindedir. Deniz için ada bir sığınak mı, yoksa tuzak mı olacak?
Yanıtları; sürükleyici güzelim Türkçe ile kaleme alınmış romanda!
xxx
2018 yılı Homeros Ödülü sahibi de Haluk Şahin, bir roman yazarını tarih ve mitolojinin nasıl beslediğini de şöyle aktarıyor:
“Dünyanın ‘Yunan mitolojisi’ diye bildiği dev antik mitoslar manzumesi aslında bizim topraklarımızın ürettiği bir şey. O manzumeye konu olan Troya Savaşı, Anadolularla ona karşı kıyıdan saldıran yabancılar arasındaki çatışmayı anlatıyor. Yunan mitolojisinin, ki belki de ‘Ege mitolojisi’ demek daha doğru, kaynaklarının Sümer’e, Asur’a, Mezopotamya’ya uzandığı biliniyor (…) Ege mitolojisi coğrafyasının en önemli kısmının üzerinde bugün biz yaşıyoruz. O mitoloji bizim yabancımız değil, ondan yararlanmak Avrupalı, Amerikalı sanatçılar kadar bizim hakkımız. ‘Bizim’ derken Ege’nin iki yanında yaşayanları kastediyorum (...) Son tahlilde, nereden gelmiş olursak olalım, nereye gitmiş olursak olalım, bu toprakların çocuklarıyız. Ve bu topraklar, havada uçuşan tohumlardan ötürü olsa gerek, birbirine benzer hikâyeler üretiyor. Ben de, hayata Bozcaada’dan bakan bir yazar olarak kendimi bu kaynağın -doğal mirasçısı- görüyorum.’’
xxx
“Ada’’, 1997’de Susurluk Kazası sonucunda karanlık ilişkilerin, suç zincirinin ortaya saçıldığı bir dönemde geçiyor ya.
Bir sahnede kameo rolde izlenme rekorları kıran “Arena’’nın efsanevi soruşturmacı gazetecisi Uğur Dündar Usta da var! Hani; infazı çeteye havale edilen...
Okurunuz bol olsun Haluk Hocam...