Soma maden faciası ve Berkin Elvan'ın anılmasına yönelik yürüyüşe yapılan müdahale sırasında Okmeydanı Cemevi'nde bir yakınının cenazesini beklerken vuruldu Uğur Kurt.
Önce “karambole” getirilmek istendi ama ısrarlı takip sonucu bir polisin silahından çıkan kurşunla öldüğü “gerçeği” ortaya çıktı.
Küçültmemek gerekir. Geride gözü yaşlı anne, baba, eş ve çocuk bıraktı.
Dağıldı aile açıkçası...
* * *
Yıllardır davası sürüyordu.
Ölüme neden olunmuştu ama tek bir tutuklu yoktu.
İşaret fişeğiydi aslında bu tutum.
Ve sonuç işaret edildiği gibi oldu...
* * *
Uğur Kurt'un ölümüne neden olan polisi yargılayan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi sanık polis S.K'yi “taksirle ölüme neden olma” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ceza sonunda 12 bin 100 TL adli para cezasına çevrildi.
Davanın savcısı “olası kastla adam öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla hapis cezası talep ettiği davada ortaya çıkan sonuç kimsenin adalete olan inancını artırmadı.
Aksine azalttı...
* * *
Yakın tarihten anımsarsınız.
Ankara'da Gezi eylemleri sırasında 1 Haziran 2013'te Kızılay Meydanı'nda Ethem Sarısülük'ü öldüren polis A. Ş.'ye de 1 yıl 4 ay 20 günlük hapis cezası verilmişti.
Sonra o ceza 10 bin 100 liralık adli para cezasına çevrildi.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde “olası kastla adam öldürme” suçundan yargılanan polis önce 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası almış, Yargıtay 1. Ceza Dairesi bu kararı usulden bozarak yerel mahkemeye iade etmişti. Polis de, kararın bozulması üzerine 1 yıl 2 aylık tutukluluğun ardından tahliye edilmişti.
* * *
Eskişehir'de Gezi Parkı eylemleri sırasında bir sokakta dövüldükten sonra hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz davasının Kayseri'de görülen son duruşmasında da mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yeniden karar verdi.
Ne dedi mahkeme?
Fırıncılık yapan sanık E. H.'ye 6 yıl 8 ay, tutuksuz yargılanan polis H. E.'ye ise 7 ay 15 gün ceza verilmesine hükmetti.
Mahkeme, H.E.'ye “kasten basit yaralama” suçundan ceza verirken, bu cezayı kamu görevlisi olarak sahip olduğu nüfusu kötüye kullanma ve saldırıyı “silahtan sayılan cop ile” gerçekleştirmekten 9 aya çıkardı. Ancak bu cezaların sanığın “geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak” 7 ay 15 güne düşürülmesine karar verdi.
Bununla da yetinmedi mahkeme.
Cezanın hükmünün açıklanmasını da ertelemeye karar verdi.
Bu sayede sanık polis 5 yıl içinde “benzer bir suç işlememesi halinde” ceza almamış olacak.
* * *
Dillerde dolaşan bir deyim vardır.
“Balık kokarsa tuzlarsınız, ya tuz kokmuşsa...”
Halimiz nicedir böyledir.
Ülkenin adalet sistemi, tecavüzde “indirim” uygular, kadına şiddette “iyi hal” der, sonuçta defteri kapatır.
Peki vicdanlardaki defterler kapanır mı?
* * *
Ters yolda ilerleyen sürücü karşısından gelene sürekli selektör yapıyordu.
Sonuçta sokağın ortasında durdular.
Doğal olarak, ters yönde gidenin “geriye gidip” doğru yönde gidene yol vermesi gerekiyordu.
Hiç de öyle olmadı...
Arabasından öfkeyle çıkıp, doğru yönde giden sürücüye, “Senin yolun daha kısa git geri” diye bağırdı. Yetmedi, şiddete yönelip küfür etti.
Bir sürü insan vardı sokakta ve birisi bile “tepki” göstermedi.
Sonuçta ne mi oldu?
Doğru yönde ilerleyen “geriye” gitti, yanlış yönde ilerleyen yoluna “devam” etti.
Adalet budur işte.
Ya vardır, ya da yok.
Ortası asla olmaz...