Millet olarak uzun zamandır böyle heyecanlı bir bekleyiş yaşamamıştık. Yaklaşık bir aydır, La Casa De Papel’in son sezonunu bekler gibi, işçi, patron ve hükumet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 2022'de geçerli olacak asgari ücret rakamını belirlemesini bekledik. Toplantılar, dolar, kritik açıklamalar, erken seçim derken, olay görkemli bir gösteriye dönüştü. Nefesler tutuldu ve yeni asgari ücreti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm ulusal kanallarda yayınlanan bir 'ulusa sesleniş'le canlı olarak açıkladı.
Sonuç, sevinç çığlıkları ve mutluluk gözyaşları demek isterdim ancak, bir ufak yutkunma daha doğru olacaktır. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 'Asgari ücret fevkaladenin de fevkinde olacak' açıklaması beklentiyi oldukça yükseltmişti. Nihayetinde asgari ücret 4 bin 253 lira olarak açıklandı. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMU-AR’ın araştırmasına göre, Kasım ayı açlık sınırı 3 bin 900 lira açıklanmıştı. Yani 4 bin 253 lira asgari ücret 4 kişilik bir ailenin sadece açlıktan ölmemeleri için yetecek bir ücret olarak belirlenmiş oldu. Aylardır enflasyon canavarı karşısında tüm canlarını kaybetmiş halk ölümü görüp sıtmaya razı olmak durumunda kaldı. Birkaç hafta önce 'Mutfakta yangın büyüyor' diye yazmıştım. Şimdi soruyorum, bu zam yangını söndürmeye yeter mi? Yetmez! ‘Müjde’ olarak sunulan, 'fevkinde' zam enflasyon karşısında 2 aya, belki birkaç haftaya eriyecek. Enflasyonu durdurmadan, yapılan bu iyileştirmenin hiçbir faydası olmayacak. Asgari ücretlinin sağ cebine giren sol cebinden çıkacak.

***
Enflasyon batağından nasıl çıkılır? Cumhurbaşkanı Erdoğan 2022’de geçerli olacak asgari ücreti açıklarken, erken seçim çağrılarına da gönderme yaparak, seneye aynı görüşmelerin seçim öncesinde gerçekleşeceği imasında bulundu. Ekonomik 'bir takım sıkıntıların' olduğunu ama bunun kendilerinden kaynaklanmadığını söyledi.  Enflasyon kelimesini ağzına bile almadı. Şükür! sıkıntının varlığının kabul edilmesi de bir erdem ancak bu kabulleniş sorunun çözülmesi için yeterli değil. Öte yandan 'bir takım sıkıntıların' varlığını muhalefet aylar önce tespit etti. “Ekonomik kriz var, enflasyon yüksek” dediler, hatta çözüm olarak, erken seçim yolunu bile gösterdiler.
Muhalefet, aylardır yoksulluk belası ile mücadele etmeye çalışan halka, 'sandığa gidelim her şey düzelecek' mesajı verdi. Ancak bu çok bilindik bir hikaye, seçim olsa ve kazanılsa bile, bir enkaz devralınacak. Kemer sıkma politikaları olmadan bu enkazı kaldırmak mümkün değil. Kaldı ki muhalefetin ekonomik buhrandan çıkmak için net bir projesi olup olmadığı bile belli değil.
Yol dönüp dolaşıp aynı yere geliyor. Zam alıyoruz, 'hiç' oluyor, bir günde biten maaşlarla bir ay emekçiye bir yıl gibi geliyor.
Bu enflasyon belasından kurtulmanın tek yolu, sendikalardan, tüketici örgütlerinden ve bilim insanlarından oluşan fiyat denetim komiteleri tarafından gerçek enflasyonun tespit edilmesi ve eşel mobil sistemiyle tüm ücretlere yılda bir değil her ay gerçek enflasyon oranında zam yapılması gibi görünüyor.