“Milli egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında

zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur!”

Mustafa Kemal ATATÜRK

İllet, zillet, çete, çukur, terörist’li. Karalamalı, itibarsızlaştırılmalı, gerginlikten beslenen nefret söylemi, siyaset dili. Her fırsatta işaret parmaklarıyla sopa gösterenler. Atatürk ve Cumhuriyet değerlerini yok sayanlar, adil olmayan seçim kampanyası yürütenler. Ekonomik kriz yokmuş gibi davrananlar. O kampanyalarda ahalinin kafasına çayları atanlar. Vatandaşına “şeyin (öküzün) trene baktığı gibi bakıyorlar…” Kürsülerden, “Bu adilere dersini sandıkta verecek misiniz?”i soranlar. Farklı düşüncedeki vatandaşa teröristlikle

suçlayıp ayrıştıran belediye başkanlar.

***

Adaylığında Anayasa’ya karşın TBMM Başkanlığında istifa etmemekte direnenler. Şimdi o meclise vekil olarak dönecekler. Sonuç ortada yokken “Biz kazandık” açıklaması yapanlar.

Son tahlilde; “İstanbul’u kaybeden, iktidarı kaybeder” diyenler. Kaybetti!..

***

8500 yıllık kadim kültüre sahip Güzel İzmir’i -sanki içki bu ülkede bu şehirde içiliyormuş gibi-rakı ile özdeşleştirenler. Tek sesli medyada “O gece sadece beni konuşacaksınız, İzmir’i konuşacaksınız”, “Kordon’da zeybek oynayacağım” diyenler. Kaybetti!..

***

Ekranlarda muhalefet temsilcileri karşısında şuh kahkahalar atan kibirli sunucular kaybetti!

Penguenci kanalda hiç utanmadan sıkılmadan “Diyelim ki Ankara’da Özhaseki kazandı. Tamam. Ama Mansur Yavaş kazanırsa idare ile nasıl çalışacak, problem yaşanacak mı? Böyle soru işaretleri var” diye ahkam kesenler. O kanallarda aylarca hayat pahalılığını, işsizliği, enflasyonu, mutfaktaki yangını bir kenara bırakıp sürekli muhalefete sallayan kadrolu değerli konuklar. Kaybetti!..

***

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kaybetti! Peki; Anadolu Ajansı? O da kaybetti o da! Mustafa Kemal Atatürk’ün 99 yıl önce Kurtuluş Savaşı’mızı dünyaya duyurmak için kurduğu, ne yazık ki bugün manipülasyon vasıtası olmuş geçmişin güzide kurumuna ne demeli? Uğur Dündar Usta’nın ifadesiyle; “tarihe milletin iradesine direnen ajans olarak” not düşürenlere (!) İmamoğlu’nun kazandığını abonelerine İngilizce servis yapanlara. Kurumun iktidar partisinin gençlik örgütü kurucusu Genel Müdürü’ne. Atatürk’ün AA ile ilgili şu sözünü anımsatmak, o kurumda yıllarca emek vermiş bir emekçisi olarak boynumun borcudur: “AA haberlerinin iletilmesinde doğabilecek kusurlar, vatan suçu oluşturabilecektir-18 Nisan 1920 tarihli genelge”

***

Ekrem İmamoğlu’nu “Kıyıda köşede kalmış ilçenin belediye başkanı” diyerek aşağılayanlar! (O beğenmedikleri 3 ayda kurduğu iletişimle, örnek tevazusuyla –olanaksız- denileni gerçekleştirdi!)

Antalya’da kumpaslar kuranlar, Adana’da Zeydan Karalar için “Şehit eşini kovdu” kurgusuna sarılanlar. Tunç Soyer’e süreçte linç organizasyonu kurup saldıranlar, PTT’ye karalamak için yüzbinlerce gazeteyi bastırıp bedava dağıttıranlar! Kaybetti!...

***

Görülmemiş haksızlıklara direnenler. Hakaretin, iftiranın, yalanın en çirkinine maruz kalanlar. Sağ duyuyu asla kaybetmeyenler. Hoşgörüyü, kucaklayıcı tavrı benimseyenler, “Liderlik nasıl olurmuş”u gösterenler. “Ben kimsenin hakkını yemedim, kendi hakkımı da kimseye yedirmem” diyenler, bağımsız, objektif gazetecilik yapanlar, demokrasiye sarsılmaz inançta ittifak yapanlar. Halk kazandı! Yolu sevgiden geçenler kazandı! Toplum, nefretten, hakaretten, tehditten yılmadı! Veee Mustafa Kemal Atatürk kazandı! Yani; Asıl ADAM!..