Bizim gibi memleketler kuralsızlık ve yöntemsizlik cennetidir.
İki günde gaza gelir, üç günde unutur, bir sonrakinde
nerede kalmıştık saçmalığına bürünürüz.
Depremde de durum ve yaşanan budur
(Haluk Isık)
Marmara Depremi'nden, Van’dan
ders alınmadı, Elazığ'dan da alınmayacak.
İstanbul Depremi'nden sonra
"Deprem vergileri nerede?
Toplanma merkezlerine niçin AVM yapıldı?
Kolon kesip market, mağaza, dükkan, otopark açanlara niye ruhsat verdiniz,
neden sessiz kalındı?
Gazeteci yazacak;
‘’3-5 milyar uğruna
kaçak gökdelenlerin yanına, depreme
dayanıksız çarık
çürük binaları da
eklediniz, "imar barışı" adı altında akladınız! Neden?’’
***
Bu sorulara canı sıkılanlar, tehdide başladı.
Trollar da lince!
Niye önlem alınmadı?" diye sorulacak,
Elazığlı bilim insanı Naci Görür Hoca,
uzmanlar haykırarak uyaracak.
Hazırladığı projeler TUBİTAK’ça reddedilecek.
Prof.Şener Üşümezsoy aylardır adres vererek
“Elazığ fay hattı kırılacak” diyecek.
Kulak arkası edilecek.
Sonra ‘’birilerinden’’ yanıt gelecek;
‘’Şimdi bunun sırası mı?"
Deprem Hazırlıkları Araştırma Önergesi,
Üç ay önce TBMM 'de Cumhur İttifakı partilerince
reddedildi.
İyi de tam 21 yıldır vergi ödüyor vatandaş.
Siz önlem almayacaksınız, felaketleri yarıştıracaksınız.
Soran da insanlık dışı davranmış olacak. Pes!
Yıldız Teknik Üniversitesi'nin gerici profesörü skandal deprem paylaşımı yapacak;
"Çocuk evliliklerinin yasaklanması deprem getirdi."
Sonra ‘’birilerinden’’ yine yanıt gelecek;
‘’Şimdi bunun sırası mı?"
***
Vatandaş enkaz altında ölüm-kalım savaşı verecek.
Kurtulanlar barınma derdinde.
Özverili kurtarma ekipleri, "paslanmaz yürekli" gönüllüler
gece-gündüz soğuk demeden
canını dişine takacak..
Kızılay Başkanı bağış isteyecek.
Bir Bakan ‘’herşeyi devletten beklemek
doğru olmaz’’ açıklaması yapacak.
Vali Bey de Sayın Bakanı’na,
‘’Kamuoyundaki algı şu anda çok iyi’’ diyecek!
Vicdan, merhamet mi ? Liyakat mı demiştiniz?
***
Bakın Prof.Naci Görür’e, neler anlatıyor neler?
Sonunda da soruyor:
‘’Arkadaşlar, Elazığlı olmam nedeniyle,
Elazığ’da bir zamanlar Elazığ’ın depremselliği ile
ilgili konferanslar verdim, uyarılar yaptım,
Elazığ ve köylerini depreme hazırlayın dedim.
Bu konuda kitaplar basıldı.
Ama maalesef
pek birşey yapılmadı. Tıpkı İstanbul gibi.
Bununla da kalmadık. Yine Elazığlı olan Prof. Namık Çağatay ve
İTÜ’deki arkadaşlarla birlikte Bingöl, Elazığ, Malatya, Maraş valilik ve
belediye başkanlıklarını ve bu kentlerdeki üniversiteleri bir araya getirdim.
Harita Genel Komutanlığı’nı da işe katarak proje hazırladım..
TÜBİTAK, DPT gibi bir çok yere başvurduk; reddedildi!
Halbuki her fay kuşağında depremin ergeç geleceği biliniyor.
Neden daha ortada deprem yokken oralar ele alınmıyor?
Bileniniz var mı?’’
***
Sunay Akın da söz etmişti
Prof.İhsan Ketin’den.
Ketin mi kim?
Atatürk'ün gelişim için başlattığı yurtdışı bursunu kazanıp
1932’de Almanya’ya giden, "Altın Çocuklarımız'’dandır.
Ödüllü bilim insanımız, ilk jeologumuzdur.
Erzincan Depremi’nden sonra yaptığı çalışmalarla
Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın varlığını ilk kanıtlayandır.
Ve şu cümlesi de realitedir;
‘’Kuzey Anadolu Fay Hattı’nı buldum
ama derdimi anlayacak bir politikacı bulamadım!’’
***
İskenderiyeli Öklid(Eukliedes), krala
geometriyi anlatırken kral sıkılmış ve
‘’Şunu benim anlayacağım şekilde anlat’’ demiş.
‘’Geometrinin Babası’’ öfkeyle karşılık vermiş;
‘’Geometride sadece kralların yürüyeceği bir kral yolu yoktur!’’
(M.Ö 330-275’te yaşamış Öklid, gelmiş
geçmiş matematikçilerin içinde adı
geometri ile en çok özdeşleştirilen kişidir.)
Hurafelere değil, bilime bilgiye kulak vermeli.
Bu coğrafyada deprem bir gerçek!
Deprem kuşağında güzel ülkem ama acil bir planımız yok!
Uzmanlığı, bilimi, bilim insanlarını dışlamayalım.
Yanlış kadük projelere, rantçı politikalara,
betoncu zihniyete teslim olmayalım.
Bilimi, bilimin yolunu işaret eden
insanların yolunda hareket etmeliyiz!
Nâzım Baba iki sözcükle özetlemişti;
"Aslolan hayattır."