Asgari ücret 11.402 TL, ev sahipleri ise 10.000 TL'lik kiralarla adeta "düşene bir tekme de ben vurayım" dercesine insanları zorluyor. Bardağı taşıran son damla olan bu durum, milyonlarca insanın ortak derdi haline gelmiş durumda. Bir yanda geleceğin mimarı olacak üniversite öğrencileri, bir yanda ailesini geçindirmek için çabalayan asgari ücretliler, bir yanda ise huzurlu bir emeklilik hayali kuran yaşlılarımız… Hepsi aynı çatı altında eziliyor.
Maraş depremiyle birlikte yüz binlerce insan evsiz ve işsiz kalmışken, fırsatçılık yaparak fahiş fiyatlarla kira isteyenler utanmadan "%200 zam" diye ortalıkta cirit atıyor. Eskiden bir ev, bir araba hayali kurarken şimdi "yarını nasıl çıkaracağız?", "kirayı nasıl ödeyeceğiz?" diye kara kara düşünüyoruz. Kendi evimiz olmasa dahi, başımızı sokacak bir yuvamız varken şimdi ise tarih sahnesinden silinmek üzere, aç ve açıkta ölümü bekliyoruz.
Enflasyonu bahane ederek, "herkes zam yaptı, ben de yaparım" diyen vicdansız ev sahipleri! Size sesleniyorum...
Ya yarın siz hasta olduğunuzda? Ya çocuklarınız, torunlarınız okula gidecek ve barınacak yer bulamadığında? Yaşlandığınızda, desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bu insanların yüzüne nasıl bakacaksınız? Bugün küçümsediğiniz üniversite öğrencisinin, eve ekmek götüren emekçinin kapısını kendi elinezde kapatıyorsunuz.
Unutmayın, gün gelir devran döner. Ve belki de bir gün, barınamayan siz olursunuz. Tıpkı Kahramanmaraş depreminde olduğu gibi, aynı ateşin etrafında ısınmaya çalışan ev sahibi ve kiracısı gibi...
Vicdanınızı sorgulayın. İnsan olmanın gereğini yerine getirin. Çünkü bugün başkasına yaşattığınız acı, yarın sizin kapınızı çalabilir. Bu dünya, hepimizin evi. Ve bu evi, birlikte paylaşmak zorundayız.