Kılıçdaroğlu, müthiş bir ivme yakalamış görünüyor! Sadece halkın yaşadığı olumsuz ekonomik koşulların neden olduğu bir ilgi değil bu, CHP’nin yeni iletişim stratejisinin de bu başarıda etkisi var.

RTE’nin ‘Bay Kemal!' diyerek aklınca aşağılamak için kullandığı ‘Bay’ sözcüğüne sahip çıkan Kılıçdaroğlu, RTE’yi terse yatırdı.

Halk da ‘Bay Kemal!’ sözcüğünü;

Bay Kemal, Baybay Tayyip!” çarpıcı sözlerine taşıdı.

BEKLEYİN, GELİYORUZ DİYOR!

Kılıçdaroğlu çok önemli başka bir şey daha yaptı. Batmış ekonomik sistem nedeniyle yoksulluğa gömülmüş olanlara Erdoğan’ın önerdiği ‘sabır’ söylemini de ters yüz etti;

Onun, “Sabredin, açlığa dayanın!” anlamında söylediği bu sözü “Sabredin, araba almayın!” şekline dönüştürdü. “Biz geldiğimizde ÖTV ve diğer vergileri çok düşüreceğimiz için arabalarınızı çok daha ucuza alacaksınız!”

Bunun duyan Erdoğan, soğukkanlılığını yitirmiş olacak ki insanları çıldırtan şu sözleri söyleme gafletini gösterdi:

Zaten herkesin evinin önünde arabası var!”

Kılıçdaroğlu’nun bu sözünden sonra araba satışlarının büyük düşüş göstermesi, onun ne kadar etkili olmaya başladığını gösteriyor.

ARTIK SÖZ KILIÇDAROĞLU’NDA

Kılıçdaroğlu’nun siyasette öne geçmesiyle AKP süklüm püklüm oldu, Erdoğan’ın ünlü kibri de yerini şaşkınlık ve itidal kaybına bırakmaya başladı.

İlk kez AKP ve RTE, Kılıçdaroğlu karşısında savunmaya geçti. Savunmayı da onun doğrularını yerine getirerek yapmaya başladı; KYK borç faizlerinin silinmesi, 3600 ek gösterge çalışmaları, emekliye iki ikramiye, elektrik faturalarına müdahale, bunlardan sadece bazıları…

ALTILI MASANIN YÜZÜ GÜLÜYOR

Erdoğan ne yapacağını şaşırmış durumda. Çünkü altından sandalye kayıyor! Bu seçim onun için ‘var olma savaşı!’ Bu nedenle her geçen gün daha da sertleşmesi bekleniyor. Kendi imzasıyla tüm yetkileri elinde toplayan kararlar alması, yaşadığı büyük korkuyu gösteriyor!

Çünkü Cumhurbaşkanlığı eğer Altılı Masa’nın eline geçerse, sıkıntılı bir gelecek onu bekliyor; Bir dönemin kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesi işten bile değil!

Altılı Masa’nın uyumunu gören ve oradan bir tuğla koparamayan Erdoğan, kendi eski arkadaşları olan Babacan ve Davutoğlu’nu liyakatsiz olmakla suçluyor.

Çünkü hem Babacan hem de Davutoğlu, yeni dönemde Çankaya’ya taşınacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümeti’nde önemli görevler alacak olan parti liderleri. En önemlisi, her ikisi de Erdoğan hakkında her şeyi bilen eski bakan ve başbakan!

Altılı Masa’da neler konuşuluyor tam olarak bilmiyoruz ama şunlar mutlaka dile getiriliyordur; Cumhurbaşkanlığı, Çankaya’da Atatürk’ün oturduğu nostaljik yerine taşındığında nasıl bir ülke yönetimi olacak?

Diktatörlük kurallarına göre çalışmaya başlamış bürokrasiyi, hemen seçim ertesi demokrasiye geçirmek mümkün olacak mı? Ya da bunu yapmaya çalışmak doğru olacak mı?