“Katil Esed” dediği Beşar Esad’ı yok ederek Şam’daki Emevi Camisi’nde Cuma namazı kılma hayali kuran Recep Tayyip Erdoğan… Hayal ettiği “zafer namazı” yerine, şimdi sadece Beşar Esad ile görüşebilmek için, Dışişleri Bakanı’na sekiz takla attırıyor. Esad lütfeder de görüşmeyi kabul ederse, bunca sözden sonra onunla nasıl bir araya gelecektir, bilinmez! Keşke, Suriye’yi kan gölüne çeviren ABD’ye uymasaydı da bunca tahribatın günahına ortak olmasaydı.
Kardeş Esad’tan Katil Esed’e 2011 yılında, Tayyip Erdoğan ve Emine Hanım, kardeşleri gibi kabul ettikleri Esad ailesiyle birlikte tatil yapıyorlardı.  İşi öyle ileri götürmüşlerdi ki, parlamentoların ortak toplantı yapmasından söz ediyor, sınırların tamamen açılarak pasaportsuz geçişin hesapları yapılıyordu. Sonra malüm nedenle, “Kardeşim Esad” birdenbire “Terörist Esed’e” dönüşürken Tayyip Erdoğan, açtı ağzını yumdu gözünü; “…Ey Beşar Esed! Vallahi bunun hesabını vereceksin… Sen, Suriye’de devlet terörü estiren bir teröristsin!”

AKP TÜRKİYESİ HAZIR KUVVET

ABD, uzun zamandır yıldızının barışmadığı Suriye’deki Baas rejimini değiştirmek istiyordu. AKP iktidarı bu iş için biçilmiş kaftandı. Çünkü Tayyip Erdoğan, daha önce Irak’taki teslimiyeti ile ABD emperyalizminin emrinde olduğunu kanıtlamıştı. Oysa Erdoğan’dan önce Başbakan olan Bülent Ecevit, ABD’nin Türkiye liman ve sınırlarını kullanmasına karşı çıkarken şunları söylemişti:

“ABD’nin Irak’a girmesine asla aracı olmayacağız. Onlar girdikleri yerden asla çıkmazlar. Kaldı ki, eğer girerlerse Iraklılar kadar Amerikalı askerler de ölecektir. Buna aracı olmam!”

Ecevit’in ABD’ye direndiği o günlerde, bir toplantıda ABD Büyükelçiliği Müsteşarı şunları söylüyordu: “…Artık Ecevit diye biri yok!”

Büyük bir hükümet krizi… Erkene alınan seçim tarihi… Ecevit’in parlamento dışında bırakılması… İktidarın AKP’ye teslim edilmesi…

Önce Irak’ta 1.5 milyon Iraklının ve 6000’den fazla ABD askerinin ölmesi… Sıra Suriye’ye gelince, Büyük Ortadoğu projesinin eş başkanı Tayyip Erdoğan yine ABD’nin yanındaydı. Kardeşim Esad, Katil Esed’e döndü ve 500 bin Suriyeli öldürüldü. Sadece bu kadar değil elbette. Eğer Tayyip Erdoğan ABD’ye hayır diyebilseydi;


•    Yüzlerce askerimiz Suriye topraklarında şehit olmayacaktı.
•    150 milyar dolarımız uçup gitmeyecekti.
•    Beş milyondan fazla Suriyeli topraklarımızda düzenimizi alt üst etmeyecekti.
•    ABD, sınırımızda bir terörist devlet kurmaya çalışamayacaktı.