Merhaba sevgili okuyucular, bugün sizlere bir ailenin tutkusu ve azmiyle doğan, Türkiye’nin ilk yerli kolonyasının hikayesini anlatacağım.
1923’te küçük bir dükkânda başlayan bu serüven, dört kuşak boyunca kalite ve doğallıkla büyüyerek bugünlere ulaştı. Bu yolculuk, sadece bir markanın değil, aynı zamanda bir ailenin de öyküsü.
Eyüp Sabri Tuncer, 1923 yılında Ankara’nın Samanpazarı semtinde küçük bir dükkân açarak bitkilerin gizemli dünyasını keşfetmeye başladı. Türkiye’nin ilk yerli kolonyasını üretme vizyonuyla yola çıkan Eyüp Sabri Tuncer, sadece bir girişimci değil, aynı zamanda bir öncüydü. Onun öngörüsü ve azmi sayesinde marka hızla büyüdü. Oğlu Sabahattin Tuncer, babasının izinden giderek ilk yerli esansı üretti ve markayı daha da ileriye taşıdı. Marka, kalite ve doğallık prensipleriyle tanındı.
1950’li yıllarda, Türkiye’nin dört bir yanına yayılan kolonyaları, bayramlarda ve özel günlerde hediye olarak tercih edilen bir klasik haline geldi. Bu dönemde, markanın ürün yelpazesi de genişledi ve sabun, şampuan gibi kişisel bakım ürünleri de üretmeye başlandı. 1980’li yıllarda, üçüncü kuşak temsilciler markanın yönetimini devraldı. Bosna’dan İnegöl’e, İnegöl’den Ankara’ya ve oradan İstanbul’a uzanan bu yolculuk, markanın her zaman yenilikçi ve öncü olma çabasıyla şekillendi. Markanın ürünleri, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de beğeniyle kullanılmaktadır. Bugün, 70’ten fazla ülkeye ihracat yapan bir dünya markasıdır.
Doğal ve organik içeriklere olan bağlılıklarını sürdürerek yeni ürünler geliştirmeye devam edeceklerdir. Çevre dostu üretim tekniklerine yatırım yaparak sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmeyi planlamaktadırlar. Dijital dönüşüm stratejileri ile dijital platformlarda daha aktif olmayı ve e-ticaret kanallarını güçlendirmeyi hedeflemektedirler. Ayrıca, toplumsal sorumluluk projelerine destek vererek topluma katkı sağlamayı sürdüreceklerdir.
Bir ailenin tutkusu ve azmiyle nasıl bir markanın doğup büyüdüğünün en güzel örneklerinden biridir. Bu hikaye, aynı zamanda kaliteye ve doğallığa olan bağlılığın, bir markayı nasıl nesiller boyu ayakta tutabileceğinin de kanıtıdır.
Bir sonraki marka hikayesinde görüşmek üzere!