Çocukken siz de masalları sever miydiniz?
Prenslerin prensesleri canavarlardan kurtardığı, hayvanlarla insanların dost olduğu, daima iyinin kazandığı ve kötünün kaybettiği masallar... Ne güzeldi değil mi?
Adalet yerini bulurdu ve yüzümüzde bir gülümseme ile iyiliğin masumiyetin doğru olduğuna ve mutlaka kazanacağına güvenerek dalardık deliksiz bir uykuya...
HAYTAP'ın son reklam filmi de “masal” temalı. Usta oyuncu Can Gürzap başrolünde... Torunu da filmde rol alıyor.
Gürzap torununa uyumadan önce bir masal okuyor elindeki kitaptan. Ama bildiğimiz peri masallarından değil bu.... çok geçmeden anlıyoruz.
Küçük bir köpeğin hikayesi şöyle başlıyor:
“Bir varmış, bir yokmuş.... Bir zamanlar tatlı, yumuşacık, oyuncu mu oyuncu bir köpek varmış. Camdan bir kafeste kilitli tutulurmuş. Her gün bir umutla kendisini almaya gelecek aileyi beklermiş. Günler, aylar geçmiş ama kimse gelmemiş...”
Bir petshop'ta satın alınmayı bekleyen ama kafese sığamayacak büyüklüğe geldiğinde sokağa atılan yüzlerce canın gerçek öyküsü aslında bu.
Hani hep yazıyoruz ya petshop'tan satın alınıp sonra sokağa atılan köpekleri, kedileri... Bu işin bir de petshop'tan satın alınmayanları var.
Aslında her iki türlü de yolları sokağa düşüyor bu canların.
Yemek bulmayı, su bulmayı bilmezler. Öğrenmemişler. Yemekleri önlerine konulmuş sokağa atılana kadar. Barınacak bir yer bulmak da zordur sokaklarda. Sokak tehlikelerle doludur. Kendinden güçlü köpekler, sokakların piri olmuş kediler, hatta öfkeli martılar bile tehlike demektir.
En büyük tehlike ise insandır. Hayvanları sevmeyen insanlardan her şey beklenir... ama sokağa yeni terk edilmiş bir evcil hayvan insandan her şeyin bekleneceğini bilmez. Her insanı dost sanır.
Masalımızdaki köpek de artık petshop sahibinin satıp para kazanacağı karlı bir “mal” olmaktan çıkınca kendini sokakta bulur. Sokakta umuduna tutunur, ama umutları boşa çıkar.
Yumuşacık tüyleri solar gider, vücudu yara ve berelerle kaplanır. Kilo verir, yaşama isteğini kaybeder.
Sonunda bir kaldırımın köşesine yatar ve bir daha açmamak üzere kapatır gözlerini.
Bildiğimiz masallardan olsa o köpeği hemen bir hayvansever bulur, sahiplenirdi. Mutlu mesut yaşar giderlerdi... Böyle örnekler de yok değil... ama çooook nadir.
Adalet kavramının masallarda kaldığı bir dünyada yaşadığımızı hepimiz biliyoruz aslında... Gözlerimizi açıp gerçek hikayeleri dinleme vakti geldi.
Sokağa terk ettiğiniz hayvanlar başkalarınca sahiplenilmiyor.
‘Kendi yolunu bulur’ deyip sokağa attığınız hayvanlar özgür bir hayatın keyifini sürmüyor.
Barınaklar, hayvanlar için sıcacık bir yuva değil.
Petshop'lardan hayvan satışı artık yasaklanmalı!