Düşünce rüzgar, bilgi yelken, insanlık bir kayıktır (A.W.Hare)
“Şampiyon güreşçilerimizden, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından ve Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Yerlikaya, Sağlık Bakanı Koca'nın da açılışına katıldığı İstanbul'daki Göztepe Şehir Hastanesi'ni İzmir'de zannetti.
Yerlikaya, ‘İzmirli hemşehrilerimize dev hizmet...’ ifadelerini kullandı…”
Haber buydu…
***
Sonra espriler peşpeşe gelmeye başladı sosyal medyada. Metin Uca paylaştı; “Sayın Yerlikaya, üç kamu bankası var ülkemizde Ziraat, Halk ve Vakıfbank umarım yönetim kurulu toplantısına giderken bunları karıştırmıyor diğerlerinden de yönetim kurulu üyesi maaşı talep etmiyorsunuzdur.”
Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil de, "Bi libero hastaneyle bi de santrafor hastane açarsak, bu sezon rahat şampiyonluğa oynarız, göz göz Göztepe" tweetini attı.
Eskişehir’in Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da, “Odunpazarı’nda da Göztepe Mahallesi var. Bize hayırlı olsun yok mu Hamza Bey?” diye sitemde bulundu (!)
Gülümseten bazı paylaşımlar da şöyleydi:
"Hamza Yerlikaya, İstanbul Göztepe’de açılan hastaneyi İzmirlilere hediye etti."
"Son kararın mı? Telefonla joker hakkını kullan istersen."
"Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi Hamza Yerlikaya kendi kendini tuşa getirmiş... "
“Keşke açılışına katılmak için İzmir’e gitseymiş Yerlikaya.”
***
Hamza Yerlikaya sosyal medyada tt oldu. Yani; İstanbul Göztepe ile İzmir Göztepe'yi birbirine karıştırdığı 'müjde tweeti' en çok konuşulandı. Ardından "İzmir"li tweeti hemen sildi. Bu kez doğru adresi “İstanbul Göztepe’yi” yazdı Yerlikaya. Ama iş işten geçmişti…
***
Son yıllarda böylesi gaflarla, boşboğazlıklarla, sıkça karşılaşıyoruz. Cehalete dayalı olgular hep karşımıza çıkıyor. Örgütlüsünden derin cehalet kutuplaşmış, nefretten beslenen toplumuzda hep tartışma konusu. Bizim ülkemizde bilimsel araştırma kurumunun başına hayvanat bahçesi müdürü atanmadı mı? Tiyatronun başına güreşçi getirmedik mi? YÖK yöneticisi cahil tahsilsiz kesimin ferasetine güvendiğini açıklamadı mı? Uzaybilimci profesörü hapse atmadık mı? “NASA da kim oluyor, bizim teknolojimiz onlardan ilerde, NASA gerimizde” diyen Prof. etiketli bakanımız olmadı mı? “Kadınlar çalışmamalı, seçimlerde oy kullanmamalı” açıklaması yapan Prof., Uzay Bilimleri Fakültesi’ne dekan atanmadı mı? Neden bilimsel düşünceyi dışlıyoruz ki? Neden bir türlü bilim toplumu olamıyoruz? Televizyonlarda bir tane bilim teknoloji üzerine program yok! Toplum olarak bir türlü bütünlük sağlayamıyoruz, nedeni de derin cehalet! Dünyanın gelecek için tek güvencesi bilimdir, bilgidir!
“Cumhuriyet bilgelerinden” Prof.Dr. Doğan Kuban’ın “Umutsuzluk Yakışmaz” kitabında okumuştum şu satırları da:
“İngiliz tarihçi Neil Ferguson’un ‘Uygarlık’ isimli kitabı şu cümleyle bitiyor:
'Batı uygarlığına en büyük tehdit başka uygarlıklardan gelmiyor. Kendi korkaklığından kaynaklanıyor.'
Bunu kendi durumumuza uygularsak şöyle diyebiliriz; Türkiye’nin uygarlaşamamasının nedeni, kendi cehaletidir!..”
***
Bilgi toplumu, uygarlık, bilim dedik… Geldik yine “Asrın Güreşçisi”ne… Ah be bir zamanlar başarılarınla göğsümüzü kabartan Hamza Pehlivan!.. Keşke ama keşke güreşçi olarak kalsaydın!.. Biz de seni bu hastane müjdenle anımsamasaydık bundan böyle… Bilgi, birikim, liyakat mı dediniz?