Hani  “ Turizmde  patlama yapacağız “, “gelen  turist sayısı  rekorları bizi bekliyor” , “bu yıl turizm gelirleri bilmem kaç misli artacak”  falan gibi  ifadeleri sözlü, yazılı ve elektronik medyada okuyoruz ya, hani biz de büyük bir ümitle  söylendiği gibi olmasını bekliyoruz ya, bu kafa ile gidersek bunların hiçbirisi olmaz.

Fahiş fiyatlar her alanda  almış başını gitmiş,  pahalılık fırsatçılığa  gaz veriyor.Herkes bir’e aldığını yüz’e satma peşinde. Karşı kıyının adalarında koca kayık tabak dolusu iki kişiyi doyurur  kalamar kırk avro, bizde küçücük altı halka kalamar 600 TL, Karides, balık ha keza aynen, porsiyonlar 8 misli, fiyatlar itidalli. 15.000.-TL’lik, 25.000.-TL’lik sürpriz hesaplar yok.

Hadi Yunan adaları böyle;

Ya KKTC? Balığıyla, kalamarıyla, karidesiyle, içkisiyle ve 30 çeşit mezesi ile kişi başı 1500.-TL’ye kalkıyorsunuz masadan. Geçen hafta oradaydım. En lüks restoranlardan birinde tıka basa yiyip içip bu parayı ödedik. Türkiye’de olsa bırakın lüksünü, orta kalite bir restoranda, o masadan kişi başı 2500-3000 liradan aşağı kalkamazsınız. Lüks olanına giderseniz oraların rakamlarına bizim aklımız ermiyor.  Sonra diyorlar ki millet kumar oynamaya gidiyor diye. Tabii ki kumar için  giden  de var ama  tek sebep bu değil. Oteller Türkiye’den daha kaliteli ve daha ucuz, açık büfeler daha zengin. Restoranlar müşterileri kandırmıyor. Bizim sahiller sinek avlarken KKTC’de oteller ful.

Seyahatin sürprizi dönüş yolunda geldi. Havayolumuz belirlenen saatte bizi uçağa aldı. Uçakta yarım saat civarı bekledikten sonra yapılan anonsla uçaktan indirildik. 2.5 – 3 saat havaalanında hiçbir bilgi verilmeksizin bekletildikten sonra tekrar uçağa alındık. Körükten ayrıldık piste doğru ilerledik ve durduk. Bir buçuk saati aşkın bir süre  orada bekledik.  Klimaları çalışmayan uçakta bir buçuk saat… İçeride hava sıcaklığı sauna düzeyine yükseldi, hepimiz terden sucuk olduk. Klostrofobisi olanlar çığlık atmaya başladı, hostes bütün yalvarmalarımıza rağmen kapıyı açıp bir parça serinleme taleplerimizi geri çevirince bayılanlar, ağlayanlar oldu, isyan başladı. Yolculardan bazıları birbiri ile bazıları kabin ekibiyle ciddi dalaştı. Bunun üzerine uçak körüğe geri döndü. Bu arada Pilottan bir yatıştırıcı anons filan yok.

Tekrar uçaktan indirildik. İsyan havaalanında devam etti. Polisler geldi, ilgili firmanın tek bir yetkilisi ortada yok. Ne olacağı belli değil. Sinirler giderek gerildi. Öğleden sonra geldiğimiz havaalanında saatler gece yarısına yaklaşırken birisi “ Bavullarınızı iade edeceğiz uçuş iptal “ dedi. Valizleri alabilmek için pasaporttan geriye doğru geçip, KKTC’ye tekrar giriş yaptık.

Yolcular tarafından KKTC büyükelçiliğimiz arandı, Bu arada isyan ve kavganın devam ettiğini de belirtmek isterim. Bizim uçak yolcularını almadan havalandı. İsyan büyüdü, ne bir muhatap var ortada, nede bir çözüm arayan. Bir alay rezillikten ve burada yazamayacağım pek çok olaydan sonra Büyükelçiliğimizin ve KKTC’li bir yetkilinin çabaları ile Türkiye’den başka bir uçak geldi ve esas kalkış saatinden 15 saat sonra Havalandık.

Hiçbir bilgi verilmeden, sorularımız cevapsız bırakılarak, zaman zaman aşağılanarak yaşadığım bu süreci hayatım boyunca unutmayacağım.  Burada adını veremiyorum ama bire bir görüştüğüm herkese bu rezilliği hangi firmanın yaşattığını söyleyeceğim.

Uçak firman bu, restoranların bu, otellerin bu…

 Hepsi için yazılacak daha nice şeyler var ama yazmaktan imtina ediyorum. Bu kafa ile Turizmimiz nasıl patlama yapacak merak ediyorum.