Reşat Nuri Güntekin, eğitimci yazarlarımızdandır. Müfettişlik görevi ile Anadolu’da gezdiği için o Anadolu’nun güzel yürekli insanlarını birebir tanımış, yapıtlarında da Anadolu’daki yaşamı, sorunları işlemiştir. “Çalıkuşu” da Milli Mücadele sırasında Güntekin’in en popüler romanlarındandır. Yazar, “Çalıkuşu”nu piyes olarak düşünmüş, sahnelenmesine izin verilmeyince romana dönüştürmüştür. Konusu Anadolu’da geçen ilk romandır da. Sinemaya, dizilere de uyarlanmıştır. Hiç unutmam; “Çalıkuşu”nu, çocukluk yıllarımda ilk radyoda “Arkası Yarın” programından takip etmiştim. Her gün yayın saati evde iple çekilirdi. Kitabını da okumuş, en son da Sunay Akın’ın “İlkler” serisinde anlatımına hayran olmuştum.
***
Roman; kahramanı Feride’nin, nişanlısı Kamran’ın kendisini aldatması üzerine İstanbul’u terk etmesini, bir Ege köyüne öğretmenliğe gitmesini, burada yaşadığı sorunları anlatır.
Bir “Cumhuriyet kızının” azimliliğini, duyarlılığını, öğretmenlik aşkını -başarıyla- yansıtır okuyucuya. Edebiyat eleştirmenlerine göre; roman,”hem ferdî hem de sosyal bir içeriğe sahiptir. Bir yandan Feride ile Kâmran arasındaki aşkı okurken diğer yandan Anadolu coğrafyasını ve bu topraklarda yaşayan insanların sefaletini, yoksulluğunu, cehaletini görürüz. Ayrıca yazar, eğitimci olmanın verdiği tecrübeyle o dönem Türkiye’sinde eğitim-öğretim kurumlarındaki aksaklıkları, yetersizlikleri, bürokrasiyle ilgili çarpıklıkları da tüm çıplaklığıyla aktarır.”
***
“Çalıkuşu”, Eşsiz Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de en sevdiği romanların başındadır. Başucu kitabıdır da diyebiliriz. Büyük Taarruz öncesi gündüz cephede kurmaylarıyla hazırlıkları yönetirken, akşamları da çadırında romanı okumuştur. Bitirdiğinde, “Biliyor musunuz, dün gece Reşat Nuri Bey’in ‘Çalıkuşu’ romanını okudum, çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu, genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Cidden muvaffak olmuş. İsmet Paşa’ya da(İnönü) vereceğim. Sonra da sizler okuyun” demiştir çevresine. Atatürk’ünn hayranlığı; genç Feride Öğretmen’in hayatını öğrencilerine adaması, cesareti ve en önemlisi Anadolu’da başlatılan aydınlanma hareketine katkısından kaynaklanmıştır.
***
Mustafa Kemâl Atatürk’ün düzenli okuma alışkanlığı; bilinendir. Çok hızlı okuduğu, önemli gördüğü yerleri kırmızı kalemle çizdiği de. Yaklaşık 4 bine yakın kitap okuduğu da!
Okuduğu kitapta metin üzerinde aldığı notlar, halen Anıtkabir Müzesi’nde teşhirdedir.
Gazeteci Ruşen Eşref Ünaydın, O’nu ziyarete gittiğinde masasında Balzac’ın “Colonel Chabert’’inin, Maupassant’ın “Boule de Suif’’inin, Lavedan’ın “Cervir’’inin durduğunu anlatır. Bir tarih kitabı okurken gören Vasıf Çınar’la arasındaki şu konuşma da ilginçtir;
“-Paşam! Tarihle uğraşıp kafanı yorma.
19 Mayıs’ta kitap okuyarak mı çıktın Samsun’a?’’
O gülümseyerek;
“- Çocukken fakirdim. İki kuruş elime
Geçince, bir kuruşunu kitaba verirdim.
Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın
hiç birisini yapamazdım.’’
***
Emperyalizm dize getirilmiştir. Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Ülke kurtuluşu sevincini doyasıya yaşamaktadır. Sıra devrimlerdedir.
Kültür sanat ve ekonomide savaş başlayacaktır!
Bir gün Atatürk Çankaya Köşkü’ndeki kütüphanesinin İstanbul’a taşınması için
12 yıllık kütüphanecisi Nuri Ulusu’ya talimatı verir.
(O Ulusu ki her adımında Paşa’sının yanındadır, hatta son nefesini verdiği 10 Kasım’da bile! Anılarını yazmıştır, oğlu Mustafa Kemal Ulusu ‘Atatürk’ün Yanı Başında’ ismiyle 2012’de yayımlamıştır.)
Ulusu bulduğu karton kutulara kitapları yerleştirirken Atatürk yanına gelmiş, cephane sandıkları getirtmiş, kitapları bu sandıklara koymasını istemiş ve sonra da şunları söylemiştir;
“O savaş bitti, yeni savaş başladı; kültür sanat iktisat üzerinedir bundan böyle mücadelemiz.”
***
Kitaplar, zekanın çocuklarıdır. Okudukça sözcüklerimiz nehir misali akar.
Rıfat Ilgaz Usta ne güzel söylemiştir;
“Sen küçülmezsin kitapları sevdiğin sürece!”
“Çalıkuşu”nun Feride’si örneği fedekar öğretmenlerimizi saygıyla anarken, “İlkler’’in son cümlesi bu yazının da finali olsun; “Okuduğumuz her kitap, Atatürk’ün sözünü ettiği aydınlanma savaşında kazanılan bir zaferdir. Kitap okudukça, gösterdiği cephede direndikçe, Atatürk
yaşayacaktır!..’’