Gazetecinin görevi nedir?
Topluma gerçeği sunmak...
Birileri rahatsız olacak, kızacak, köpürecek diye gerçeği eğip bükmek gerekirse ne yapacak?
Direnecek...
***
Bayraklı'da pazaryeri kavgası var.
Esnafı, vatandaşı belediyenin pazaryerini kapatma kararından şikayetçi.
Bu düşüncelerini ifade etmek için belediye önünde gösteri yapıyorlar.
En demokratik hakları...
***
Haber ertesi gün bizim gazetede manşet.
Haberi yapan muhabir arkadaşımız, tek taraflı olmasın diye belediyeyi arayıp görüş soruyor.
Yanıt, “başkanımız bu konuda açıklama yapmayacak...”
Eh, gazetecinin yapabileceği bir şey yok...
***
Asıl bomba haberin çıktığı gün patlıyor.
Bir gün önce gazeteye ilan veren belediye, haberin çıkmasının ardından öğle saatlerinde arayıp ilanını iptal ettiğini bildiriyor.
Canı sağolsun...
Sopanın ucundaki havuca koşan tavşan sanıyorlar bizi...
***
Yetmiyor...
Belediye başkanı, zahmet edip gazeteye görüş açıklamıyor ama radyoya bağlanıp ağzına geleni söylüyor.
Haaa bir de ilan iptal ettirip aba altından sopa gösteriyor.
Ne diyor?
“Arkadaşımız, kötü niyetli. Onunla muhatap olacak değilim, insan olarak da siyasette de. Yaptığı parti kültürü almamış olmanın verdiği bir yanlış...”
Arkadaş dediği, bir dönem Bornova Belediye Başkanlığı, ardından CHP Genel Sekterliği yapmış, şimdinin CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır.
Alamıyor hızını başkan.
“Ne yapacak genel merkez ya? Arsa vardı da uzaydan biz mi getirmedik. Arsa olmayan yerde nasıl pazar kurduracak genel merkez. Genel merkezin böyle bir görevi mi var? Vardı da biz mi yapmadık. Bu kadar mı beyinsizlerin konuştuğu kadar düşüncesiz. O aptallara söyleyin, karşılarında 40 yıllık mühendislik yapmış ve 40 yıllık siyasetçi Hasan Karabağ var.”
Son sözü de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na:
“CHP Lideri çözemez. Bu, o insanın işi değil. Onu oraya taşıyanlar küçük işlerle uğraşanlar. Parti liderini pazarın çözümüyle uğraştırmak gibi abesle iştigal olamaz.”
***
Gazetecilerin genelde iktidarlarla sorunu olur. Çünkü gazeteci kamuoyunun vicdanıdır ve asıl işi de gerçeği söylemek, eleştirmektir.
Şimdiki iktidarın gazeteciler için düşüncelerini bilmeyen yok.
Hapishanedeki gazeteci sayısında lideriz.
O yüzden de iktidarı eleştiriyor, basın özgürlüğüne takınılan tavrı “faşizm” olarak değerlendiriyoruz.
Ya İzmir'de yerel iktidar olan bazıları?
Onların yaptığına ne diyeceğiz?
Faşizim mi diyeceğiz, yoksa “kol kırılır yen içinde kalır mı?”
***
Kendilerine besleme basın oluşturmak çabasında olan, eleştiriye dayanamayan, eleştirene yaşam hakkı tanımamak için elindeki gücü sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyen her görüşe, temsil ettiği siyasi partisi ne olursa olsun direkt faşizm diyeceğiz.
Çünkü ancak böyle bir arada yaşamayı başarır, böyle birlikte özgür olabiliriz.
***
“Bu parti yüzde 25’te kalıyorsa, çapsız siyasetçiler yüzünden kalıyor” diyor son söz olarak başkan.
Bütün kalbimle katılıyorum.
En doğru sözü bu.
Hakikaten çapsız siyasetçiler yüzünden bu haldeyiz...