İnsanlar duygularını, beklentilerini, öfkelerini, sevgilerini, çeşitli söz ve davranışlarıyla ortaya koyarlar. ‘Lanet olsun, Allah’ından bulsun, belasını versin’ gibi yerleşik deyim ve sözler haksızlığa karşı bir isyan, öfke ve kızgınlığı göz önüne seren halkın sıkça kullandığı dizelerdir.
Bir eli tutmak, bir çiçek, onurlandırılacak iki kelime sevginin ifadesinin bazı yollarıdır. Hedeflerine erişmek için çalışmak, üretmek, paylaşmak iyi bir insan, vatansever olmanın olmazsa olmazıdır. Dine karşı saygıyı laikliğin güçlendirdiğini bilmek onu yücelten en önemli unsurdur. Kadına saygı ve sevgi duymak, toplumda etnik, mezhepsel farklılıkları gözetmeksizin eşitlik duygusunu özümsemek, davranışlarımızın ortaya koyduğu bir başka olaydır. Hayvan sevgisi, doğaya karşı duyarlılık, birlik ve beraberliğimizi perçinleyen başka faktörlerdir.
İzmir’in kurtuluşunun 100. yıl kutlamalarında ortaya konan coşkuda tüm bunlar ve ötesi vardı. Atatürk sevgisi coşkuyu doruk noktasına taşırken, ülkeyi yöneten veya buna talip olanların, “NUTUK”u okumadıkları, okudularsa bile anlayamadıklarının ortaya çıkmasında bu coşkunun önemli bir payı vardı. Sahnenin yıkılması üzerine Atatürk sevgisini yüreğinde hisseden, Cumhuriyet çocuğu Tarkan’ın “Sandalye üzerinde bile olsa konseri vereceğim” mesajı coşkuyu artıran başka bir unsurdu.
Bu coşkuyu ve anlamını tüm yurda ve ülke dışına taşıyan organizasyonun mimarı olan Tunç Soyer ve arkadaşlarını kutluyorum.
Bu coşku ülkeye ve halka yeni bir umut ve güç vermiştir.