Hayat pahalılığı ve zamların yanı sıra gündemde olan konulardan biri de seçimler sonrası CHP deki değişim söylemleri. Çeşitli senaryoların üretildiği, kişilerin çeşitli koltukları kapma “savaşları”, kamuoyunda ilgi ile izleniyor. Türkiye’nin başka sorunu yokmuş gibi konunun iktidar partileri tarafından gündemde tutulma çabaları halkı bıktırdı.

Milletin geçim kavgası verdiği dönemde her gün yeni bir olayın ortaya atılması, gerçeklerin üzerini örtme uğraşlarından kaynaklanıyor. Nedir bu gerçekler, yetersizlik ve vizyonsuzluk.

Evet değişim gerekli. Ancak bu yalnızca CHP için değil tüm siyasi partiler ve yönetim kademelerinde olan herkes için olmalıdır.

İyi yönetilemeyen partilerin yanı sıra halkın beklentilerine yanıt veremeyen hantal bir bürokrasi, buna ayak uyduran özel ve kamu sektörü. Bırakın40-50 yıl sonrasını iki yıl sonrasını bilemeyen, yurtdışındaki gelişmeleri ve dünya ülkelerinin projeksiyonlarını

iyi değerlendiremeyen bir yönetim anlayışının iç ve dış politikasını ülke yararına oluşturması olanaksızdır.

Çağın gelişiminin dışında kalmış statükocu bu anlayışın değişmesi ülkenin geleceği açısından ön koşuldur. Değişim isteyenlerin de değişmesi, çağı yakalayan bir anlayışla bu ülkenin yönetilmesi gerekiyor. Bunun için yapılacak tek şey bir nesil değişikliğidir. Çağın ileri teknolojisini bilen ve iyi kullanan, dünya ülkelerinde yaşayan akranları ile iletişim kurabilen, “DÜNYA VATANDAŞI” olabilme niteliklerini üzerinde toplayan yeni jenerasyonun başta siyasi partiler olmak üzere her alanda yönetim kademelerinde görev almalıdır. Köhnemiş politika ve uygulamalar yerine rasyonel, ülke ve halkın çıkarlarına yönelik politikaları ortaya koyabilecek genç kadrolar tek seçenektir.

Evet, değişim şarttır. Bunu oluşturacak da yeni nesillerdir. Onlara yol verin.