Türkiye’de yeni saptanan Kovid-19 olgularının yüzde 90’ından fazlasını oluşturan Delta (SARS-CoV-2 B.1.617.2) varyantının en önemli iki farkı, daha bulaştırıcı olması ve aşılara karşı direnç gösterebilmesi. Türkiye’de yoğun bakım doluluk oranları ve vefat sayıları giderek yükselirken, Delta varyantına karşı en önemli silahımız, hayat kurtarıcı olan aşılar…

Türk Toraks Derneği’nin açıklamasına göre, daha ağır seyreden Delta varyantı enfeksiyonlarında öksürük ve koku kaybından çok, burun akıntısı, boğaz ve baş ağrısı görülüyor. Korunmada kapalı ortamları havalandırma, daha koruyucu olan maskelerin kullanımı, muntazam spor, içenlerin sigarayı bırakmaları, öğrencilerin ve öğretmenlerin aşılamaları önerilmiş.

HANGİ AŞI DAHA ETKİLİ?

Türkiye’de uygulanan Sinovac ve BioNTech aşıları, etki ve yan etki yönünden dünyadaki en iyi Kovid-19 aşıları arasında yer alıyor. Her iki aşı da iki doz uygulanmak koşuluyla, Delta varyantına karşı korunmada, özellikle de hayatı tehlikeye atabilecek ağır enfeksiyonları önlemede, yüksek oranlarda etkililer. Her iki aşıda da ikinci dozdan sonra 6 aydan fazla geçmişse koruyuculuk düşüyor, bu nedenle Türkiye’den başlayan üçüncü doz uygulaması, diğer ülkelerde de gündemde.

BioNTech aşısının Delta varyantına etkisi konusunda farklı bildiriler söz konusu. Örneğin, iki doz BioNTech uygulananlarda bu koruyuculuk, NEJM dergisindeki makaleye göre yüzde 88, İsrail Sağlık Bakanlığı'na göreyse yüzde 39. Aradaki fark İsrail’de aşının daha erken uygulanmış olmasına bağlı olabilir. İki doz BioNTech’in şiddetli Delta varyantı enfeksiyonunu önleme oranı İsrail’de yüzde 91 iken, Çin’de Guangdong salgını sırasında yapılan ve The Lancet’te ön baskısı yayınlanan yeni araştırmaya göre iki doz Sinovac veya benzer inaktive aşı olanlar için aynı oran, yüzde 100 olarak bildirilmiş.

Okullarda yüz yüze eğitime başlanırken, Delta varyantının yayılmasını önlemek için öğrencilerin aşılanmaları çok önemli. Benim öğrenciler için önerim, daha az yan etkisi olan Sinovac aşısı.

***

İki doz Sinovac sonrası üçüncü dozu henüz olmayanlar için net bir önerim yok, ama zamanı geldi. Avrupa ve ABD’ye gitmek isteyenler BioNTech’i, daha az yan etki ve güvenliği önemseyenler Sinovac’ı tercih edebilir. Keşke Sağlık Bakanlığı şeffaf olabilse, elindeki verileri diğer ülkeler gibi halkıyla paylaşabilse, bilim insanlarının bu konuda araştırma yapabilmelerine daha kolay izin verilse ve kararımızı bu verilere göre verebilsek…

Dünyada üçüncü doz uygulaması yeni başlamışken, yurt dışına gidebilmek için iki Sinovac üzerine iki BioNTech uygulamasını doğru bulmuyorum. Asıl yanlış ve etik olmayansa, Avrupa Birliği ve ABD’nin ülkeye girerken etki ve yan etki açısından en kötü aşılardan biri olan AstraZeneca/Oxford aşısını olmuş kişileri bile kabul ederken, bu aşıdan her yönden çok üstün olan Sinovac aşısı olanları kabul etmemeleri. Para girdiği yeri bozuyor, sağlık sektörü de buna dahil. İnsanlar Kovid-19 nedeniyle ölürken, firmalar daha çok kazanç derdinde.

***

Bir takım saçma komplo teorileriyle insanların kafalarını karıştırıp, aşı olmalarını önleyen ve hayatlarını riske atmalarına yol açan aşı karşıtları, önemli bir sorun. Bu kişilerin arasında bazı meslektaşlarımızın da bulunması üzücü. Kafası karışanlara aşı olmaları için iki somut kanıt: Şu anda Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin ve yoğun bakımda ölümle pençeleşenlerin ezici çoğunluğu aşısız. Aşı öncesi her gün birçok sağlık çalışanı yaşamını yitirirken, artık bu haberleri neredeyse hiç duymuyoruz.

Aşı olmayanlardan; uçak, şehirlerarası otobüs yolculuğu, konser, tiyatro ve sinemalarda zorunlu PCR testi istenmesi kararı son derece doğru, ancak şehir içi ulaşım araçları da enfeksiyonun bulaşması için son derece uygun; buna da önlem alınmalı.