50 artı bir için her yere sarılıyorlar. Son atakları Hizbullah terör örgütünün devamı olduğu iddia edilen HüdaPar, Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın başkanı olduğu Yeniden Refah Partisi ile bir alay tarikat ve cemaatler...
HüdaPar'ın ne olduğunu bilmeyen var mı? Hadi terör örgütü olarak kabul etmedikleri Hizbullah'ın devamı olmadıklarını iddia ediyorlar, kabul edelim(!) Peki Atatürk düşmanı olduklarını inkar dahi etmediklerini göz ardı edebilir misiniz? Ya da özerklik, eyalet sistemi, federasyon gibi yönetim modellerinin tartışmaya açılması gibi taleplerini nereye koyacaksınız? Bir de hiç utanmadan Şeyh Sait gibi bir vatan haininden özür dilenmesini talep ediyorlar iyi mi? Anayasa’nın değişmez maddeleri üzerinde de ahkam kesiyorlar. Oy oranı binde 3'ü zor bulan bu partinin Cumhur İttifakı'ndan istediği milletvekili sayısı ise 8 imiş...
***
İttifak görüşmesi yaptıkları Yeniden Refah Partisi’nin derdi ise kadınlar... 6284 Sayılı Yasa’nın kaldırılmasını istiyorlar. Yasa; kadına şiddet uygulayanın rahatsız edici eylemlerinin engellenmesini, uzaklaştırma isteme hakkını, yakın koruma isteme hakkını, adresinin gizlenme hakkını, sığınma evi isteme hakkını, geçici maddi yardım talep hakkını ve bazı başka kadın haklarını öngörüyor. Hangi kafayla bu hakların kalkmasını istiyorlar anlamak mümkün değil. Ancak Fatih Erbakan, Cumhur İttifakı’nı desteklemeyeceklerini, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacağını açıkladı. Kulislerde Erbakan'ın AKP'de grup kurmak için 20 milletvekillik bir kontenjan istediği konuşuldu, duruldu.
Ve tabii ki cemaat ve tarikatlar var, Cumhur İttifakı’nı destekleyen… Tek tek açıklıyorlar desteklerini. Bunlardan biri de Fetullahçıların yerini almaya çalıştıkları belirtilen Menzil Tarikatı... Daha önceki seçimlerde AKP'yi desteklemelerine karşın yazılı bir açıklama yapmayan tarikat, bu kez açık-açık Cumhur İttifakı'nı destekleyeceğini açıkladı.
***
İşte denize düşen AKP, şimdi bunlara sarılmaya çalışıyor. Yalnız AKP'nin dolayısıyla genel başkanının bu tavrı yeni değil.
Gelin, daha AKP'nin kurulmadığı 1989 yılına gidelim. Erdoğan Refah Partisi’nin Beyoğlu Belediye Başkan adayıdır. Propaganda çalışmalarını bizzat yönetmektedir. Milli Görüş tarihinde ilk kez kadınların çalışmalarına yer verilmekte. Erdoğan seçmenden nasıl oy alınacağını şöyle açıklıyor;
''Kadınların görev alanlarını belirlerken bölgede yaşayan insanların dünya görüşlerini ve yaşam tarzlarını dikkate almak zorundaydık. Beyoğlu dediğimiz zaman homojen bir yapıdan söz edemeyiz. Okmeydanı'nda faaliyet gösteren ve başarılı olan çarşaflı kardeşlerimizin, İstiklal Caddesi gibi ya da Cihangir, Tophane gibi semtlerde aynı ölçüde başarılı olması mümkün değil. Dolayısıyla o bölgelerde başı açık kardeşlerimizi görevlendirdik. Keza aynı düşüncelerle, sakallı-şalvarlı kardeşlerimizin mezkur bölgelere çıkaracağımız konvoylarda yer almamasını söyledik.''
Ancak ne var ki çarşaflı kardeşlerinin de şalvarlı-sakallı kardeşlerinin de pek yararı olmamış, Tayyip Erdoğan seçimi kaybetmiştir.
Biraz daha eskilere gidelim. 1986 ara seçimler öncesi. Erdoğan yol arkadaşlarından Tahsin Dindar ile oy peşindedir. Gerisini Tahsin Dindar'dan dinleyelim;
''Çalışmalar sırasında bir adam bizi dükkanına davet etti. Baktım camında 'Birahane' yazıyor. Başkan 'Hay hay memnuniyetle' dedi. Ömründe belki de ilk kez meyhaneye giriyordu, ama hiç tereddüt etmedi.
İçerisi nasıl duman? Anlatamam. Ağır içki kokusu her yanı sarmış, tek katlı havasız bir yer. Fakat ne yalan söyleyeyim, sarhoşların gösterdiği hürmeti ben hiçbir yerde görmedim. Gelen sarılıyor, öpüyor. Ben üstüm başım kokacak, salya-sümük bulaşacak diye huylanıp kendimi geri çektikçe, Tayyip Bey kulağıma eğilip uyarıyor; 'Kasılıp durma öyle' diyor. 'Adam sana sarılıyorsa sen de ona sarılacaksın. Ölüm yok ya ucunda. En fazla çıkarıp atarsın ceketini eve varınca.'
Başkan konuştukça adamlar kendilerinden geçiyor. İki saatte zor çıktık meyhaneden. Biz müsaade isteyip kalkmasak en az iki saat daha dinlemeye razılar. Yolda giderken kendi kendime (Ulan Tahsin dedim. Bunca yıldır yanlış yerlerde dolaşmışız. Boşuna uğraşmışız cami avlularında. Baksana asıl maden buralarda.)''
Neredeeen nereye... Düştükleri denizin derinliklerinde her şeye sarılıyorlar... Meyhanelerden Cumhuriyet düşmanı partilere, cemaat ve tarikatlara. Her şey 50 artı bir uğruna...