Siz bu satırları okurken; Moskova yolunda maç izlemeye gitmiş olmayacağım.
Siz bu satırları okurken; Venedik yolunda tatil yapmaya gidiyor olmayacağım.
Siz bu satırları okurken Selanik’te Mustafa Kemal Atatürk’ün müze haline getirilen doğduğu evi ziyaret ediyor da olmayacağım.
Siz bu satırları okurken; Ben 9 Eylül Hastanesi’nin Genel Cerrahi bölümünün ameliyathanesinin bekleme bölümünde dostum, kardeşim, arkadaşım, yoldaşım Sancar Maruflu’yu bekliyor olacağım.
Yazılarımda iki fiilin yan yana kullanılmasına karşı olduğum bilinir. Yazının akışını sürdürmek için ilk kez denemiş oluyorum.
Bir de kendi özel acılarımı, anılarımı, sevinçlerimi, umarlarımı yazılarıma getirdiğim öyle pek görülmemiştir.
Bu yazıyı ise özel durumunu aşan ve İzmir’in simgeleri arasına giren Sancar Maruflu için yazdığıma göre bağışlanmam kabul görecektir sanırım.
Başkanı, onursal başkanı olduğu dernekler, vakıflar ve platformlar ile kültür, sanat, siyaset, spor gibi hayatın her alanında varolan, İzmirlilerin ölüsüne de dirisine de koşan Sancar Maruflu, bugün siz bu satırları okurken tıbbi operasyona girmiş olacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Eşrefpaşa Belediye Hastanesi'nde 35 gün süren bakım ve tedavi dönemi geçiren Sancar Maruflu, Başhekim Dr. Serdar Pedükcoşkun ve dâhiliye uzmanı Dr. Serdar Varer ve servis hemşirelerinin gözleri gibi baktıkları Sancar Maruflu, yurttaş görevini yerini getirmek içinde 31 Mart Pazar günü oyunu kullanmak için hastaneden ambulansla Karşıyaka’ya gitmesini bilmişti.
İzmir tarihinin de ayaklı kütüphanesi gibi olan Sancar Maruflu için sporcusundan, siyasetçisine, işçisinden belediye başkanlarına tüm İzmirliler akın akın hastaneye koştu.
Ama O, hastaneden bile sosyal medya aracılığı ile anılacak kişi ve olaylarla ilgili bilgi aktarımında bulunmayı sürdürüyordu.
İzmir’den Türkiye’nin örnek kıdemli vatandaşı ünvanına da değer görülen ve “İzmir ve İzmirlileri çok seviyorum. İzmir kalbimin ve kanatlarımın altında… Ben bu güzel kent için ölebilirim” sözleriyle bir destan yazan 68’li yol arkadaşım, tepeden tırnağa insan, doğa ve hayvan sevgisiyle donanmış kardeşim ameliyatın süresince senin için çok sevdiğin Nazım Hikmet’ten, Attila İlhan’dan şiirler okuyacağım …
Karşıyaka delikanlısı Sancar Maruflu, Karşıyakalı şair Attila İlhan ne diyordu biz 68’lilere; “Marş söylemeden ölmek bize yakışmaz…”
Bütün İzmir, bütün Türkiye seni bekliyor olacak benim gibi…
1 Mayıs’ta yine birlikte omuz omuza meydanlarda olacağız seninle, her dem genç, her dem dimdik ruhumuzla…