Referandum sonuçlarının özelikle "HAYIR" cephesinde yer alan siyasiler tarafından iyi algılanamadığı görülüyor. Bunlar, bir Başkan adayı belirleyerek ortak paydayı (yüzde 48.6) konsolide etmeyi amaçlıyor. AKP ise Erdoğan'ın dersini alan bir lider olarak hem parti içinde yenilenmeyi hem de söylem ve hedeflerde öngördüğü değişim ile oy oranını artırma arayışına hemen başladı. HAYIR cephesinin de hedefi yüzde 50'yi aşan bir oranı yakalamak olmalıdır. Bu da siyasi partileri aşan bir yaklaşımı gerekmektedir. Bunun için ortak paydayı oluşturan demokrasi, özgürlükler, çalışma barışı, yazılım, ileri teknoloji, bağımsız yargı, eğitim, sağlık, çevre, çocuk hakları, inovasyon, AR-GE araştırmaları, hayvan hakları, savunma sanayi, AB ile ilişkiler, Kıbrıs sorunu çözecek yeni bir dış politika anlayışını içeren 10 yıllık bir projeksiyonla, bunları hedefleyen uygulama ve yöntemleri içeren bir MANİFESTO'yu halkla paylaşmayı gerekmektedir. Siyasetçilerin belirleyeceği bir Başkan adayı ile bunu başarmak mümkün değildir. Siyasetin ötesinde bu bir EKİP işidir. Bu ekibi oluşturacak "aktörler" vardır. Kendi alanlarında başarılarını kanıtlamış bu EŞİTLER EKİBİ'nin hazırladıkları MANİFESTO'yu halka anlatmak için çıktıkları alanlarda, halkın benimseyip yöneldiği kişi Başkan adayıdır. Başarı halkın desteğini arkasına alan adayla gelir. Çıkar hesaplarına dayanan, statükocu bir yapı içerisinde köhnemiş yöntemlerle dayatılan bir Başkan adayıyla yüzde 50'yi aşmak olası gözükmemektedir.
EŞİTLER ARASINDA BİRİNCİ siyasal ve sosyal DEVRİMİ ve geleceğe UMUT'u beraberinde getirecektir.