Gündemde ekonomik sorunlar ön planda olsa da bunun temelinde hukuksuzluk ve adaletsizlik var. Hukuk devletinin çöküşünde AKP kadar FETÖ de pay sahibi.
FETÖ’cüler hukuk dışında da bazı hedefler belirledi ve kendilerine yer açabilmek için çok sayıda vatanseveri istifaya zorladı, birçoğunu hapse attı. Darbe girişimi sonrası bu mağdur insanlardan özür dilenmesi gerekirken, tersine FETÖ’cülerin çoğu affedildi ve önemli görevlere getirildi. Birçok değerli, vatansever ve suçsuz komutan, ileri yaşlarına ve kronik hastalıklarına rağmen halen hapiste…
FETÖ'nün hedeflerinden biri de Fenerbahçe Cumhuriyeti idi ve bu hedefe toslamasa, belki de Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkma hedefine ulaşacaktı. Çok sayıda sözde hakem hataları ile Fenerbahçe’nin önü kesilmeye çalışılırken, rakiplerinin önü açıldı. Yetmedi, 2015’te Rize’de hareket halindeki otobüs şoförü hedef alınarak kurşunlandı, kanlar içinde kalan şoför otobüsü durdurabildi, tüm otobüs ölümden döndü. Sakat olduğundan otobüste olmasa da Kuyt gibi bir yıldız ülkesine döndü ve şampiyonluk kaçtı. Olay nedense halen aydınlanmadı!
***
Haksızlıklar daha eskilere uzanıyor; 2006’da Denizli’deki bir maçta da sahaya çok sayıda yanıcı madde atılmış, yangın çıkmış, bir güvenlik görevlisi yaralanmış, Alex taşla yaralanmış, maç berabere bitince şampiyonluk kaçmıştı. Suç işleyen ödüllendirilmiş, şampiyonluk gasp edilmişti.
Trabzon’daki son maç, Denizli ve Rize’deki olayların bir karışımıydı. Sahaya atılan çok sayıda yabancı maddeden bazılarının Fenerbahçe teknik direktörünü, futbolcularını, hatta yardımcı hakemi yaralaması görmezden gelindi. Sakatlık nedeniyle yerde kıvranan kalecinin yüzünün atılan sert bir cisim sonucu kanlar içinde kalması insanlık dışıydı. Atılan yanıcı maddeyi Fenerbahçeli oyuncunun eline alıp hakeme göstermesine karşın maçın durdurulmaması, hakemin maçı tatil etmemesi yönünde bir telkin aldığının kanıtı idi. Maçın Denizli’deki gibi berabere bitirilmesi hedefi, Batshuayi’nin son dakikalardaki golü ile bozulunca, ‘Rize Planı’ girdi devreye…
Maçın ardından, Fenerbahçeli futbolcular seyircilerden en uzak nokta olan orta sahada, her yabancı saha galibiyetinde olduğu gibi kutlama yaparken, biri maskeli birkaç saldırgan atladı sahaya ve Fenerbahçeli futbolculara kadar ulaştılar. Neyse ki silahlı değillerdi. Kendilerini ve diğer futbolcuları korumaya çalışan bazı Fenerbahçeli futbolcuların bu saldırganlara yanıt vermeleri, arkadan gelen saldırganları duraksatarak belki de bir katliamı önledi. Söktüğü ucu sivri bir köşe bayrağını mızrak gibi tutan saldırganı fark eden Mert Müldür kaçmasa, belki de ölmüştü. Tüm bunların ardından ne Futbol Federasyonu Başkanı istifa etti ne de yeterli tedbir almayan ilin Emniyet Müdürü!
***
Fenerbahçe’nin UEFA Konferans Ligi'nde Olimpiakos ile yapacağı çeyrek final ilk maçından birkaç gün önce oynanması planlanan Süper Kupa finalinin ertelenmesi isteğinin kabul edilmemesi, skandalların en büyüğü… Üstelik Yunanistan Futbol Federasyonu Olimpiakos’un maçını ertelemişken.
Fenerbahçe 2 Nisan’daki olağanüstü genel kurulda tüm bunları ve ligden çekilmek dahil, her türlü seçeneği tartışacak, kaderini kendisi çizecek. Şu kararlar alınabilir:
1-Trabzon’daki olaylar nedeniyle tek bir futbolcumuza en küçük bir ceza verilirse ligden çekileceğiz.
2-Süper Kupa maçımız ertelenmezse maça çıkmayacağız.
Fenerbahçe Cumhuriyeti de Türkiye Cumhuriyeti gibi ‘ilelebet payidar’ kalacaktır.
Yıkmak isteyenler, yıkılmaya mahkumdur; tıpkı FETÖ gibi…