Coğrafya dersinde öğretmen sordu:
“İstanbul'dan gemiye bindiniz, Antalya'ya gidiyorsunuz. Hangi kıyı şehirlerinden geçersiniz?”
Dursun da saymaya başladı:
“İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Ayvaluk, İzmir... İzmir... İzmir...”
Dursun İzmir'den ötesini bilmediği için sustu.
Öğretmen haliyle sordu:
“Evet, çocuğum niye sustun?”
Arkadan Temel atıldı:
“Gemi, İzmir'de batti öğretmenum...”

***

Bilmediğini söylemez ne Temel ne de Dursun.
Şaka yollu işi çözer ama ikisi de.
Yine böylesine bir gün, Temel ile Cemal kahvede otururken, Dursun girer içeri.
“Ula ben bu kadın milletini anlamadum gitti, nasil davranacağuz da?” diye sitem eder.
Temel filozof edalarıyla Dursun'a bakar ve der ki:
“Dursun'um, kadunlarla tartuşmak tutuklanmaya benzer. Söyleceğun herşeyi hakkunda delil olarak kullanabilur, o yüzden susma hakkini kullanacasun daa...”

***

Hiçbir Temel fıkrasında kadına şiddet yoktur.
Aksine, zekasına hayranlık bırakan örnekler vardır.
Peki o zaman nereden çıkıyor dolmuşta şortlu kadına şiddet uygulamak.
Kesinlikle Temel fıkralarıyla büyümemekten...

***

Temel'in askerde çavuşu ile başı derttedir.
Çavuşu sürekli emirler verir hiç de yaptığı işi beğenmez.
Sürekli Temel'i azarlar durur.
Bir gün Temeli nizamiye kapısına gönderir:
“Bugün bölük komutanı gelecek. Gelince mutlaka haberim olsun” der.
Temel gider, bir makam aracı gelir.
Araca yaklaşınca komutan camı indirir.
Temel sorar: “Sen komitan misun?”
“Evet” yanıtını alınca;
“Vallahi ayvayi yedun, haçan çavuş seni bekliyi” der.

***

Askere gider, dünyayı dolaşır ama Temel'in temel özellikleri hiç değişmez.
Ölse bile...
Yolculuktan dönen İdris kahvede oturanlara sordu:
“Yahu pizum Temel nasil öldi?”
“Kalpten cittu” dediler.
İdris sorar: “Vasiyetu filan var miydu?”
Kahvedekiler; “Var idu. Beni denize gömün demiş idu” derler.
İdris şaşırır ve yine sorar:
“Cömdünüz mü?”
Köy halkı sıkıntılı şekilde yanıtlar:
“Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayup verduk...”

***

Bizde bilenler bilmeyenlere birşeyler anlatır.
Televizyona çıkar anlatır.
Gazetede yazı yazar anlatır.
Ama büyüklerin dediği gibi, “Anlatıkların, karşındakinin anlayabileceği kadardır...”
O yüzden çok da can sıkmamak lazım...
Temel Cemal'e bir fıkra anlatmış.
Cemal anlamamış.
Temel gene anlatmış, yine anlamamış.
Dördüncüden sonra Cemal katıla katıla gülmeye başlamış.
Temel; “Abartma o kadar komik bi fıkra değildi...” demiş.
Gülmeye devam eden Cemal yanıtlamış:
“Ben fıkraya gülmeyrum kendime güliyrum, gene anlamadum....”

***
Kıssadan hisse:
Gülmeyi hiç bırakmayın.
İçten ve yüreklice gülün.
Ama unutmayın. Sözcü Gazetesi Muhabiri Gökmen Ulu ile İnternet Sitesi Sorumlusu Mediha Olgun tam 29 gündür tutuklu. İtirazlarına henüz yanıt yok.
Gülerken, aklınızın köşesinde bulunsun...