Kurtuluş mücadelesinde ilk kurşunu atan Hasan Tahsin, İzmir'de işgal öncesi yapılan direnişlerde de yer almıştır.

İzmir’de olup bitenler, kısa sürede, halk arasında duyulmuştur. Vali Konağı’nın etrafında toplanan gençler, valiye nota veren, İngiliz yetkililerinin etrafını sarmış ve onlara şöyle seslenmişlerdir: “Ölmedik, biz büyük bir milletiz. Biz ölebiliriz, ama başkaları da beraber ölecektir.”

Günlerdir tedirgin olan halkta gerilim ve öfke son kerteye varmış, öğretmen Mustafa Necati’nin çağrısı üzerine gençler, ‘Mekteb-i Sultanî’da toplanmışlardır.

İzmir Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti ile ‘Türk Ocağı üyeleri ve aydınlar gelinen bu duruma bir çare bulmak amacıyla bir araya toplanmışlardır. Bunların arasında; asker olarak, Albay Süleyman Fethi Bey, Albay Kâzım (Özalp) Bey, Jandarma subaylarından Mümin Bey yer almıştır.

İzmir için yapılan bu tarihi toplantıya, İzmir eşrafının katıldığı toplantıya; Mekteb-i Sultanî Müdür Yardımcısı İsmail Habib Bey, Mekteb-i Sultanî öğretmenlerinden Mustafa Necati Bey, Vasıf (Çınar) Beyler katılmıştır.

Gazeteci olarak da; Anadolu gazetesi sahibi Haydar Rüştü (Öktem) Bey, aynı gazetenin yazarlarından Reşat Bey, Köylü gazetesi sahibi Mehmet Refet Bey, Ahenk gazetesi sahibi Nazmi Bey, aynı gazetenin başyazarı Mehmet Şevki Bey, Hukuk-u Beşer gazetesinin sahibi ve Başyazarı Hasan Tahsin Bey katılmışlardır.

İlk konuşmayı yapan öğretmen Mustafa Necati Bey, Yunanlılara karşı koymak için bir direnme örgütü kurulması gerektiğini ileriye sürmüştür. Toplantı sonucunda; “İlhakı Red Heyet-i Milliye” komitesi kurulmasını önermişlerdir.

‘Reddi İlhak Heyet-i Milliye’nin Bildirisi:

Mustafa Necati, Moralızade Halit, Ragıp Nurettin Beyler bir bildiri hazırlamış ve bildirileri basarak halka dağıtılmışlardır. Tarihsel değeri olan ‘Reddi İlhak Heyet-i Milliye’nin bildirisinde şunlar yer almıştır:

Ey Bedbaht Türk!

Wilson ilkeleri adı altında hakkın zorla elinden alınıyor ve namusun parçalanıyor. Buralarda Rumların çok olduğu ve Türklerin Yunan katılmasını memnuniyetle kabul edeceği söylendi. Bunun sonucunda güzel memleketin Yunan'a verildi. …Bu sana düşen en büyük görevdir. Geri kalma, düş yıkımı ve kötü kaderine yanmak yarar getirmez. Binlerle, yüz binlerle Maşatlık'a koş ve Milli Heyetin emrine uy.”

Mustafa Necati, Moralızade Halit, Ragıp Nurettin Beyler, Rahmetullah Efendi, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa, Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin'di. halka hitap ederek, direnmeye çağırmışlardır.

Maşatlıkta devam eden mitingin kararlarını hükümete tebliğ ve işgal kararını protesto etmek üzere, müftü ve sair zevattan kurulu bir heyetin seçilmesi kararlaştırıldı. Heyet, kararları hükümete tebliğ etmeğe giderken ortalık aydınlanıyor, mukadder saat yaklaşıyordu. 

İzmir’de ilk Kurşun-Hasan Tahsin-15 Mayıs 1919.

15 Mayıs 1919 sabahı saat 08.00 sularında, Yunan İşgal Kuvvetleri Komutanı Albay Zafiriou, Yunan birlikleri İzmir’e çıktığı açıklayarak, “Askerlerin dinî inanışlara, adap ve geleneklere saygılı davranacaklarına herkes emin olsun” konusundaki bildirisi okunmuştur. Fakat bu bildiriye uyulacağı yerde, İzmir Metropoliti Hrisostomos’un rıhtıma çıkan askerleri takdis etmeye başlaması halk üzerinde çok acı bir etki yapmıştır.

İzmir içinde yürüyüşe geçen Yunan birliklerine, yerli Rumların tezahürat yapması, İzmir’de ortamı germiştir. “Hukuk-u Beşer” gazetesinin Yazı İşleri Müdürü Hasan Tahsin (Osman Nevres), sinirlerine hâkim olamayarak, Yunan alayının önünde yürüyen sancaktarı vurmuş ve açılan ateş ve ardından süngüleme sonucunda, 31 yaşında şehit edilmiştir.

Hasan Tahsin'in işgal askerlerine sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş mücadelesinde diğer yerlere de sıçradı. Aydın ve Balıkesir'de işgale karşı direniş başladı. Hatta Çerkez Ethem, Yunan işgaline karşı efeleri toparladığı gün, Demirci Mehmet Efe ayağa kalkarak; "Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer" demiştir.

Hasan Tahsin'de ödül günü

İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Gazetecilik ve Gazetecilik Teşvik Yarışması Ödül Töreni bugün İzmir Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde düzenlenecek görkemli bir törenle sahiplerine teslim edilecek. Törende Basın Özgürlüğü Ödülü’nü almak üzere gazeteci Çiğdem Toker de yer alacak. 16.30’da başlayacak törende ‘İzmir’e Doğru: 9 Eylül’ belgeselinin gösterimi de yapılacak. 17.00’de ise ödüllerin takdimine geçilecek.