Az gittik uz gittik diye başlar tüm masallar...

Sonrası "Dere tepe düz gittik altı ay bir güz gittik bir de arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz! Yine kalktık gittik gide ..."

Sizlerin daha başta hep birlikte ayağa kalkıp "yetti artık!" dediğinizi duyar gibiyim...

Dedim ya; bütün masallar böyle başlar diye...

Eh! 21 Eylül'de gündüzler kısalıp, geceler uzadı ya, ta 21 Aralık'a kadar bakalım ne masallar dinleyip uyutulacağız?

Malum, her gece TV Ekranlarının karşısına geçip önce haber bültenlerinden "siyasal ve eko nomik" söylemleri dinleyip, sonra da film dizilerindeki "Aşk masallarına" takılıp güneşin do ğuşunu beklemiyor muyuz?

Güzel sözdür; "Güneş her sabah doğar, her sabah taze bir başlangıçtır"...

Evet, sabahın hayrı, gecenin şerrinden iyidir...

Amma ve de lakin sabahın siyasi tüccarları bize "Az gittik, uz gittik" diyerek işbaşı yapıyorlar!

"Ben iyi bir makinistim, ben iyi bir ...mistim, iyi bir..." diye kaç on yıldır bizleri gözlerimizin içine bakarak hipnotize etmiyorlar mı?

Sizlere dönüp sorayım: "Sizin kafanız basıyor mu?" ...

Vallahi, kafamızın bastığı tek gerçek şu:

Açlık sınırının : 21 bin TL. Yoksulluk sınırının da: 65 bin 873 TL oluşu...

Düşünebiliyor musunuz, canım ülkemizde 30 milyon kişi "açlık sınırının" altında yaşıyor!

Türk-İş 81 ilimizden şöyle sesleniyor:

"Batan geminin lüks kamarası olmaz!"

Olmaz tabii ki, Tek Adam Hükümet Sisteminde bu oluyor! İşte Saray'ın günlük masrafı, işte Saray'ın , Bakanların lüks araç konvoyları. Ve de 3 gün önce New York caddelerinde Erdoğan'ın fotoğrafları ile donatılıp dolaştırılan kamyon konvoyunu basınımızda görmedik mi?

Bir zamanlar yurt dışında "istakoz yemeye" gidenler vardı. Şimdi gerek Meclis bahçesi' nden, gerekse Kayseri'de "sucuk partileri" düzenleyip ekranlara doğru dumanını yelleyen Bakanlara.

Vekillere ve Belediye Başkanlarına ne demeli?

Evet bunlar TV. Ekranlarından vatandaşın yüzüne doğru üflenirken, çocuklarını okula aç karnı ve boş beslenme çantası ile gönderen ana-babaların savurdukları sözlere (!) ne demeli?

Diğer yandan çarşı-pazar esnafının arasına katılan, uçak tamir teknisyenlerine, ikinci el eski eş

ya satan öğretmenlerle üniversite öğrencileri için verilecek bir cevabı olan var mı?

Belki "Az gittik, uz gittik" diye masal anlatılmaya devam edeceklerdir!

Masal dinlemeyi sevenlere sözüm yok!

Ne olur, "Hepsi hikâye geç bunları" da demeyin sakın!

Yazar Ergün Dur' un "Hepsi Hikâye Geç Bunları Demeyin" kitabını bir kere daha okuyup sizlere

işte bu penceren "Kıssadan hisse" diye seslendim.

Eser hakkında ciddi ve samimimi kritik yapanların da dediği gibi "Öğrenci, memur,  ev  kadını, taksi şoförü, öğretmen ... Kim olursanız olun, kitabın rast gele bir sayfasını açın , özenle seçilmiş

anlamlı biçimde düzenlenmiş kısacık metni bir iki dakikada okuyun ve hissenizi çıkarın. "

Sizlerden gelen mesajlarınızı ciddiyetle okuyorum. Altılar da yapıyorum.

Gelecek haftaki yazımda buluşma dileklerimle selam ve sevgiler...