Gizli tanıklık, 2008 yılında yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu ile düzenlenmiştir.
Gizli tanık, suç konusu olay hakkında görgü ve bilgisine başvurulan, ancak güvenliği nedeniyle kimliği saklı tutulan kimsedir. Her olayda gizli tanık dinlenilemez. Gizli tanık deliline yalnızca bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda başvurulabilir. Bu tür suçlarda, tanığın korkmadan gerçeği anlatması, böylece suçun tüm unsurlarıyla ortaya çıkartılması amaçlanmıştır.
***
Gizli tanık dinlenilmeden önce gerçek kimlik bilgileri saptanır ve tutanağa geçirilir.
Gizli tanığa soruşturma veya davada kullanılacak farklı bir isim verilir.
Gizli tanık, verilen bu kod isimle davet edilir, bu isimle dinlenilir.
Gerekiyorsa hakkında uygun koruma tedbirine hükmedilir.
Kimlik bilgilerinin saptandığı ve takma ismin verildiği tutanak, esas dosyaya konulmayıp, değişik iş numarasına kaydedilir.
Bu tutanak ayrı ve güvenli bir bölümde saklanır.
Tanığın kişisel bilgilerini koruma görevi, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı'na, kovuşturma evresinde ise mahkemeye aittir.
***
Türkiye gizli tanıklarla Ergenekon davalarında tanıştı.
Terör örgütünün bir zamanlar iki numaralı ismi olan Şemdin Sakık bile kimi davalarda gizli tanıklık yaptı.
Ortaya çıkınca yer yerinden oynamadı elbette ama gizli tanıklığın ne kadar tehlikeli durumlar yarattığı ortaya çıktı.
***
Şu anda özellikle başarısız darbe girişimi sonrasında açılan davaların bir kısmında yine gizli tanıklar kullanılıyor.
Kimisi gerçekten bilinmiyor.
Kimisi ise ufak tefek hatalar yüzünden deşifre olmuş durumdalar.
***
Bir örnek vereyim...
Manisa'da Anayasal Düzeni Koruma Terör ve Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanarak 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 2017/4585 esas numaralı bir dosya var.
Sanıklarının tamamı avukat.
Dün ilk kez mahkeme karşısına çıktılar.
İddianamenin okunması ile dava aleniyet kazandığı için herkes görebildi.
***
İddianameyi okurken ilginç bir yere tesadüf ettim ve “eyvah” dedim.
Çünkü gizli tanığın verdiği ifadenin bir bölümü iddianameye alınırken öyle bir şey yapılmış ki, tanığın gizliliği falan kalmamış...
İddianamenin ilgili bölümünü aynen buraya alıyorum:
“Gizli tanık 1713'ün alınan ifadesinin ilgili bölümünde özetle, “... ben 2012 yılında Ticaret Odası başkan vekili sıfatıyla ve aynı zamanda Ticaret Odası meclis üyesi olduğum için 70 kişilik bir işadamı grubunun başı olarak Washington DC Newyork fuar ziyaretleri için görevli olarak gittim. Buradaki fuarla ziyaretlerimize ilişkin görevimiz bittikten sonra Pensilvanya'ya bir grubun gitmek istemesi üzerine ben de onlarla beraber Fethullah Gülen'in ikamet ettiği yere gittim. Kendisiyle burada topluca yüz yüze görüştük. Bizim grubumuzda ......... isimli kişiler vardı şeklinde beyanda bulunduğu...”
***
Gördüğünüz gibi, kendisi gizli tanık 1713 ama, aynı zamanda 2012 yılında Manisa Ticaret Odası Başkan Vekili...
Çok uğraşmanıza gerek yok.
İnternet denen şeyi kullandığınızda gizli tanığın adını, soyadını hatta işini bile öğrenmeniz mümkün.
O zaman gizli tanıklığı nerede kaldı derseniz, gerçekten ben de merak ettim...
Gizli tanıklığın bile gizlenemediği sistemde, bakalım daha neler göreceğiz?