“Bir CHP'li çıkar ben ne olacağım derse derhal CHP'den istifa etsin. Memleket hangi halde, ben ne olacağım arayışı içindeler. Ben ne olacağım diyenler varsa gitsinler o partiye...”
Bu sözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ait.
Partinin geldiği noktayı bundan daha iyi açıklayacak tümce bulamıyorum.
***
Sadece İzmir değil, Türkiye'nin dört bir yanında benzeri sorunlar yaşanıyor.
İzmir'in göze batmasının en büyük nedeni, yerel yönetimlerin çoğunun CHP'de olması.
Bu durum zaman zaman avantaj sağlasa da, böyle durumlarda dezavantaj oluyor.
Güç krizi yaşanıyor açıkça...
***
Güç zehirlenmesinin olduğu her yerde görülüyor güç krizi.
Gücü elinde tutan bırakmak istemiyor.
Aynı zamanda gücüne güvenerek demokrasiyi kendince şekillendirmek istiyor.
Ve bütün bunlar yaşanırken, kendiliğinden biat kültürü oluşuyor.
***
İtirazsız, tartışmasız, empatisiz yaşamlara müdahale o kadar kolaylaşıyor ki, gücü elinde tutan bir süre sonra kendi söylediğinin dışında doğru bulunmadığına inanmaya başlıyor.
Birileri de ha bire onu ve eylemlerini, düşüncelerini destekliyor.
Kısır bir döngüye giriyor o zaman da bütün eylemler.
***
Herkesin baktığı açıdan kendi düşüncesi doğru.
Karşısındakiler diye değerlendirdikleri ise yanlış.
Böyle olmasının en büyük nedeni de, özellikle siyasi partilerde siyasetin dışlanmış olması.
Mahallede delege seçerken başlıyor yanlışlık.
Komşusunu, akrabasını, hemşehrisini delege yapmak için çabalıyor partililer.
Adamın ideolojisi var mı, parti programını okumuş mu, inanmış mı umurunda bile değil kimsenin.
Partiye nasıl üye yapıldıysa, öyle de delege oluyor.
***
Şimdi biz zamanı geldi diye, öylesine bir yöntemle seçilen delegelere güvenmiyoruz.
Çünkü nasıl seçildiklerini biliyoruz.
O zaman kime gidiyoruz?
Güçlüye...
***
Güçlü olan kimi, nereyi işaret ederse gidip sandıkta ona oy atıyoruz.
Sonra da çıkanı beğenmiyoruz.
Beğenmekten geçtim, dakikasında eleştirmeye başlıyoruz.
Kahvede, meyhanede, işyerinde, bulduğumuz her yerde kendi vücudumuza bıçakla çizikler atıyoruz farkında değilmişiz gibi.
***
Bu sistemden bu sonuç çıkıyor.
Sistemi değiştiremediğimiz, statükoyu korumak adına özgürlükten, vesayetten kurtulamadığımız için de siyaset yapamıyoruz.
Çünkü siyaset akılla yapılır, uyanıklıkla değil.
Aklına kiraya vermiş insanlar siyaset yapamazlar.
Yaparlar da, onların yaptığı siyaset değil güce tapınmadır.
***
CHP İzmir İl Başkanlığı seçiminin son haftası.
İsimler uçuşup dururken, aday olanların bir tanesinden bu şehre, bu ülkeye dair tek bir tümce duyan varsa anlatsın bana.
O bunun adamı, şu filancanın adamı.
Öyleyse buna karşıyız, şundan yanayız, bitti...
Dönün başa, Kılaçdaroğlu'nun sözlerini yeniden okuyun.
Sonra açın gazeteleri, internet sitelerini son bir haftanın CHP İzmir haberlerini okuyun.
Sonra da karar verin, hangisi istifa etsin...