Ahmed Arif, “bir umudum sende” derken gerçekçidir.
Baştan sona okuyunca gaza gelmemek elde değil.
Öyle umutluydum CHP'nin ilçe başkanları toplantısından.
Olmadı, sorumluluk almadılar.
***
Politikanın sihirli değneği yok.
İnsan faktörü sonuçta.
Birbirleriyle etkileşim halinde olunca bazen istenen olmuyor.
Kızmamak, küsmemek lazım.
***
Doğrusu bir araya gelip delegenin iradesine saygı göstermek fikri en demokratik tavır.
O zaman şu soru geliyor insanın aklına.
Ne diye toplandınız?
Siz bir araya gelmeseydiniz de, zaten delegenin kendi iradesi vardı.
***
Bundan sonrası sessizlik.
Bundan sonrası açık olmayan hesaplarla, telefonlarla, yüz yüze görüşmelerle sayısal çoğunluğu sağlamak.
Bu sayısal çoğunluğu kim sağlar?
Politikası olan mı, gücü olan mı?
İşte asıl soru budur...
***
Zaman içinde taşlar daha fazla yerine oturduğunda, gerçeği daha yalın görmeye başladığımızda önce İzmir'e, sonrasında da Türkiye'ye iyi olacağını umalım.
Kırmadan dökmeden geçirilecek üç gün daha var.
Dördüncü gün zaten herkes eteğine dökülen saçlardan durumunu anlayacak.
***
Bir, iki, üç, dört, beş derken belki aday sayısı onu bulabilir ama, ortadaki gerçek seçimin iki isim çevresinde geçeceği.
Kim olduklarını aşağı yukarı herkes tahmin edebilir.
Tahmin edilebilirlik üzerinden kimin daha iyi politika üreteceğidir asıl önemli olan.
***
Daha önce üzerine defalarca vurgu yaptığım gibi, 2018 yılı hepimiz için zor olacak.
Hem ekonomik, hem de siyasal açıdan.
Bakmayın siz iktidarın kendi içinde ufak tefek tartışmalarına.
Daha önce noterlikten başka bir görev edinmemiş, ülkenin bu duruma gelmesinde attığı imzaların çok etkisi olan eski isimlerin demokratik görünen tavırlarına.
Günü geldiğinde kardeş kardeş anlaşır, yine halkın karşısına çıkarlar.
Yoksulun, emekçinin, emeklinin, kamu çalışanının gözü kulağı muhalefetteyken, iktidarın yalancıktan çekişmelerine vakit bile ayırmaya değmez.
***
Bu haftanın son günü, Türkiye'nin gelecek yıl yaşayacaklarına tanıklık edecek İzmir'den bir grup insan sandığa gidip tercihini yapacak.
Sadece kendileri için değil, yaşadıkları kent için, ülke için karar verecekler.
Öylesine önemli ve vicdani sorumluluğu olan bir seçim.
***
Demokrasiyi sadece sandıktan çıkan değil, demokrasiyi olgunlaştıran, birleştiren, fikir üreten bir konuma da yükseltebilirler, siyasetin karanlık koridorlarına da itebilirler.
İlçe başkanlarının yazılı açıklamasında değindikleri, “654 delegemizin aynı ruh ve vicdanları doğrultusunda önce CHP diyerek üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getireceğine inancımız tamdır” sözlerine katılmamak elde değil.
İçinden geçtiğimiz günler aynen budur.
Ahmed Arif'in dediği gibi;
“Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol...”