Gazetecinin kaleminin mürekkebi alınterinden, diğer kısmı, şeref-haysiyet-onur alaşımındandır. Kırılır ama satılmaz. -Bekir Coşkun
Yıllar önce ekranda çok popüler bir dizi vardı. Perran Kutman ve Şevket Altuğ başrollerdeydi; “Süper Baba”. Dizinin bir bölümünde rol alan 84 yıllık ömrünün 65 yılını gazeteciğe adamış Nail Güreli Usta şöyle anlatıyordu gazeteciliği; “Gerçeklerden korkanlar gazeteciden korkarlar! Yalanın ikiyüzlülüğün yoğunlaştığı dönemlerde gazeteciden korkanların, basına da düşman olanların sayısı artar. Ve gazeteci tehditlere baskılara uğrar.
Tartaklanır, dayak yer tehdit edilir, çalıştığı binalar kurşunlanır. Kimi zamanda yazdığı bir yazıdan dolayı yıllarca hapis yatar. Ama bütün bunlar onu yıldıramaz. Mesleğini, gerçekleri duyurma mesleğini, bilgiyi halka ulaştırma mesleğini cesaretle yürekle yerine getirir. Bu nedenle gazetecilik dünyanın en zor ama en erdemli mesleğidir. Bu nedenle gazetecilik
her zaman yürek ister cesaret ister!..”
Gazetecilikten başka işi olmamış onurlu gazeteci; mesleğinin evrensel kurallarına bağlı kalmaya çalışır. Gerçekleri yazar, doğru haberleriyle halkı bilgilendirir, araştırmacı-soruşturmacı kimliliğiyle de aldığı yorum ve görüşleri paylaşır, kamuoyunun özgür kanıya varmasına olanak sağlar. Tüm iktidarlara, muhalefete, güç odaklarına karşı bu kuralları aklından çıkarmaz! Yılmaz Özdil’in ifadesiyle “Hırsız politikacıların, arsız işadamlarının
ve ahlaksız gazetecilerin kolektif nefretini kazananan, kalemini satmayan dümdüz bir insandır” gazeteci!
Günümüzde can çekişen meslektir de gazetecilik! Çoklu tek sesli kuşatılmış medyanın oluşturulduğu gazeteciliğin eleştirel yapısından uzaklaştırıldığı, günümüzde -sayıları çok az da olsa- evrensel kurallara, bağımsız gazetecilik ilkelerine duyarlı gazete ve gazeteciler vardır. İşte İzmirli Yılmaz’ın, Nail Usta’nın tarifindeki “insanların” gazetesidir 9 EYLÜL.
Tam 7 yıldır bağımsız gazetecilik rotasından şaşmamıştır. “Hasan Tahsin ve İzmirli” logosunda “Gelecekten Hepimiz Sorumluyuz” yazan, toplumun doğru, tarafsız, objektif haber alabilmesini sağlayabilme misyonunu üstlenmiş gazetedir! Çıktığı günden beri -bedelsiz- yazdığım, Okan Yüksel ustam ile -aralıksız- yazma onurunu yaşadığım, bir gün bile yazılarıma müdahale görmediğim; Benim Gazetem’dir, Bizim Gazetemiz’dir;
Kalemim gibi Kıymetlim’dir, Kıymetlimiz’dir!..
Tarihin en ağır baskılarını yaşıyoruz gazeteciler olarak. Kumpaslar, kurgu davalar gazetecilere nefes aldırmıyor. İktidar karşıtı muhalif gazeteci, hemen yaftalanıyor. Kapkara bir tabloyla karşı karşıyayız. Tutuklu yazar çizer sayısı açısından Suudi Arabistan’ı bile geçmiş durumdayız. Muhalefet eden gazeteci olarak tutuklanmamayı başarmak, Mehmet Y.Yılmaz’ın dediği gibi; önemli kazanım sanki!
Bizler; gazeteciliğin en zor iş olduğu Türkiye’de soylu yüreklerimizle kalemimiz tükenmeden işimizi yapacağız. Hep toplumun gören gözü, işiten kulağı ve söyleyen dili olacağız. Kızsalar da hedef de gösterseler, beğenilmeyen soruları soracağız, düşüncelerimizi köşelerimizde aktaracağız. Saklanılan gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışacağız. İktidarı da eleştireceğiz, muhalefete de muhalefet edeceğiz!.. Bugüne kadar olduğu gibi!..
Bizler, seçtiğimiz onurlu gazeteciliği halkın bilgi edinme hakkına hizmeti -sözünü ettiğimiz doğrultuda ilkelerle- Türkiye’nin en özgür gazetelerinden biri; “Hasan Tahsinler’in Gazetesi” 9 EYLÜL’de sürdürdük, sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.
Gazetecinin; ezilenin, sesini
duyuramayanların yanında olduğu zaman dördüncü kuvvet görevini yerine getireceği noktasından hareketle! Beynimiz; parmaklarımıza hükmetttiği sürece! Cesaretle, erdemle, haysiyetle!..