Şeyh Sait isyanından sonra bu kez Menemen'de ayaklandılar. Devrim düşmanıydılar, Cumhuriyete düşmandılar. Vahşice katliam yaptılar. Ne yazık ki Genç Cumhuriyetin kahraman Asteğmeni Kubilay'ı Menemen'de hunharca katledenlerin elebaşısı bugünlerde Cumhuriyetin bir belediye başkanı tarafından mezarında ziyaret edebilmekte...
Peki kim bu Menemen katliamının sorumlusu, elebaşısı, devrim ve Cumhuriyet düşmanı ? Adı Esat Erbili. Musul'un Erbil kasabasında doğmuş. Orada aldığı medrese eğitiminden sonra tarikatlara girmiş. Daha sonra Payitaht İstanbul'a göç etmiş. Burada çeşitli dergahlarda şeyhliklerde bulunmuş. Bir ara Abdülhamid'in damadı Halid Paşa tarafından Saray'a davet edilerek sohbetlere katılmış.İstanbul'da adı sivrilmeye başlayınca Erbil'e sürgüne gönderilmiş. Burada da boş durmamış, özel habercileriyle İstanbul'daki muritleriyle görüşmelerini sürdürmüş Meşrutiyetle birlikte postu yeniden İstanbul'a sermiş. Erenköy'de Şevki Paşa Köşkü'nde refah içinde bir yaşam sürmeye başlamış. Şeyhin tuzu kuru; oğlu Mehmet Ali'yi şehzade ilan edivermiş. 1925 yılında tekkelerin kapatılmasına kadar da devrim karşıtı faaliyetlerini sürdürmüş.
Şeyh Esat tekkelerin kapatılmasından sonra (inzivaya çekilme) rolünü oynamaya başlamış. Ata'nın devrimleri ardı ardına gelince önce kendine ''Kutuplar Kutbu '' ünvanını vererek oğlu Mehmet Ali'yle birlikte sinsi planlarını devreye sokmuş. Ülkenin birçok yerine halifeler atayarak örgütlenmeye gitmiş.
Nakşibendi Şeyhi Esat''ın bu örgütlenme çerçevesinde Manisa'ya atadığı kişi ise Menemen Askeri Hastanesi İmamı Laz İbrahim. Bu adam 16-17 yaşındaki çocukları zehirleyerek işe başlıyor. Militan olarak yetiştirdiği bu çocuklarla ilgili bilgileri İstanbul'a Şeyh Esat'a raporluyor.
İstanbul ile Manisa arasında adeta bir haberci örgütü kuruluyor. Manisa'ya yağmur gibi para akıtılıyor. Ayrıca İstanbul'dan gelen ferman ve bildiriler de yöre köylere dağıtılıyor. Bildirilerde 'Sancakı Şerif'in çıkacağı günü bekleyin'' deniyor.
Manisa'nın Tevfikiye mahallesindeki bir evde yapılan toplantılarda hain girişimin , verilen talimatlar doğrultusunda Menemen'de başlatılması, Sancakı Şerif'in burada çıkarılması kararlaştırılıyor. Plana göre Menemen'in düşmesinden sonra kalkışmanın bütün ülkede yaygınlaştırılması düşünülüyor.
Şeyh Esat Erbili'nin örgütlediği bu hain militanlar, Menemen'e gelmeden Sümbüller köyünde bir hafta boyunca kamp yaparak , uyuşturucu verilerek son hazırlıklarını tamamlıyorlar.
Ve Menemen...Kahraman Asteğmen öğretmen Kubilay ve Bekçi Hasan, Bekçi Şevki'nin hunharca katledilmeleri...
Hainler en ağır şekilde cezalandırılıyor. Şeyh Esat'ın oğlu Mehmet Ali dahil 28 kişi darağacını boyluyor. Şeyh Esat ileri yaşından dolayı idamdan kurtulup cezaevine gönderiliyor.
Şimdi bu Cumhuriyet Türkiyesi'nde bir belediye başkanı hiç sıkılmadan bu Cumhuriyet düşmanı hainin mezarını ziyaret ediyor. Bundan birkaç gün sonra da Kubilay'ın mezarında dua ediyor. Şimdi soruyoruz ;
'' Menemen Belediye Başkanı ! Çık ve mertçe dürüstçe açıkla ; Cumhuriyet ve devrim düşmanı hainlerden yana mısın? Yoksa tertemiz kanıyla bu toprakları sulayan kahraman Asteğmen Kubilay'dan yana mısın ? Şimdi tarafını açıklama zamanı.
Ulu Önder Atatürk'ün olaydan sonra Genelkurmay Başkanına gönderdiği mesajı hatırlatmakta yarar var;
''Büyük Ordu'nun kahraman genç subayı, Cumhuriyet'in ülkücü öğretim heyetinin değerli üyesi Kubilay Bey, temiz kanıyla Cumhuriyetin yaşamını tazelemiş, güçlendirmiş olacaktır.''