Böyle buyurmuş iktidar zengini kendini bilmez gökyüzünde.1977 yılında özelleştirilen işletmeyi, 2005 yılında AKP iktidarında cebine atmış şımarık işadamı. İki tek atmış (Alkol sağlığa zararlıdır.), uçakta ahkam kesiyor;

'' Sen benim kim olduğumu biliyor musun ? Ben milyar dolarlık adamım, Türkiye'yi satın alırım.''

Milyar dolarlık adam ne vergi vermiş biliyor musunuz ? Yalnızca 143 milyon lira...

Şimdi bu adamın temsilcileri TİSK olarak Asgari Ücret Komisyonu'nda...Önceki gün ikinci kez toplandılar. Sonuç hava-cıva. Çay içip dağılıyorlar. Bir yerlerden talimat mı bekliyorlar acaba ?Ne rakkamlar belli, ne de ne konuştukları belli. Bakın ne diyor MUSİAD (Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği) temsilcileri;

''Asgari ücretin çok artırılması halinde şirketlerin karlı çalışma avantajlarını ve piyasa paylarını yitirecekleri düşünülmekte. Yüzde 25'den fazla artırma, enflasyonu indirme programını bozar''

Gördünüz mü nasıl da düşünüyorlar enflasyonu düşürmeyi. Merkez Bankası raporuna göre asgari ücretin 10 puan artırılmasının enflasyona etkisi yalnızca yüzde 1.2 ... Enflasyon içinde ücretlerin payı yüzde 4,5 olurken, fahiş fiyat kar paylarının oranı yüzde 45 lerde. Halkın büyük bir bölümü yoksulluk ve açlık sınırında dolaşırken ,dünyada en çok dolar milyarderi artışı yapan ülkelerden biri Türkiye.

Ülkemizde resmi rakamlarla yüzde 47.09 yıllık enflasyon oranı karşılığında asgari ücretler 464 Euro düzeyinde. Bu düzey Polonya, Romanya, Macaristan gibi Doğu Avrupa ülkelerinin de altında. Asgari ücretin aslında bir taban ücret olduğunu bilmezden geliyorlar. Taban ücret süreç içerisinde yaygın ücret ve çalışanların geçim ücretine dönüşmüş durumda...

Şunu da anlamak istemiyorlar; Enflasyonu , şirketlerin mallarına fahiş zam koyma sonucu karlarını en yükseğe çıkarmaları, AKP zenginlerinin devlet bankalarından düşük faizli yüksek kredi almaları, devlet savurganlığının yüksek boyutlara ulaşması, Bütçe açıklarının artması, lüks tüketim malları ithalatının yıllık 70 milyar dolara ulaşması etkilemekte.

Partili Cumhurbaşkanı 2024 yılını ''Emekliler Yılı'' ilan etmişti. Emekliler yıl boyu ucuz ekmek, ucuz et kuyruklarından kurtulamadı. Temennimiz 2025'i "Asgari Ücretliler'' yılı ilan etmemesi.

Önerimiz ise ''Ballı ihaleler, kaymaklı teşvikler alan işadamları'' yılı ilan etmesi. Belki böylece hizaya gelirler ''Türkiye'yi satın alırım' söylemlerinden vazgeçerler.