“Bugünkü kariyerimi Fazıl Say’a borçluyum. Müziğe 3 yaşında Maria Rita Epik Müzik Okulu’nda piyano ile başladım.
Babam, 2000’li yılların başında Fazıl Say’a bir mektup yazmıştı. Sonrasında Say bizi İstanbul’a, evine davet etti. Performansımı dinleyip beni kendi hocası Prof. Kamuran Gündemir’e yönlendirdi. Kamuran Hoca ile birlikte çalışabilmek için her hafta sonu tek başıma Ankara’ya gittim geldim. Henüz 12 yaşındaydım.”
*****
“Piyanist olarak yetişsem de, bestecilik her zaman daha çok ilgi duyduğum bir alan oldu. Sinemaya da büyük ilgim vardı. Ve bir hafta sonu akşamı Wall-E filmini izlediğim sırada karar verdim ABD’ye gitmeyi. Bu filmin bestecisi Thomas Newman’dı. İzleyenler hatırlar, filmin ilk 40 dakikasında diyalog yok. Müziğin filmi yüceltme gücünü ilk defa bu sayede fark ettim.”
*****
“Artık ABD’de yaşıyorum. Bugüne kadar karşıma çıkan en önemli imkan, besteci John Powell ile tanışmam oldu. John’ın yanında bir stajyer olarak başladım. Oradan asistanlığa ve besteciliğe devam ettim. Hiç bu kadar çok çalışabileceğimi ve vücudumun bu kadar uykusuz kalsa dahi beste yapabileceğini tahmin etmezdim.”
*****
“2011 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyonlar bizim yaşamınızı da derinden etkiledi. Annem Gül Şener, Belediye’nin önemli bürokratlarından biriydi. Operasyon günü sabah 6 sularında gelmiş polisler kapıya. O sırada bana telefon etti. Ben dünyanın öbür ucunda, Boston şehrindeydim o zaman. Üniversite son sınıfta okuyordum. Telefonu kapatıp İzmir’e bilet aldım. Hocalarıma birer birer e-posta yollayıp annemim sağlık durumunun iyi olmadığını ve acilen Türkiye’ye dönmem gerektiğini yazdım. Pembe bir yalandı. Oturup Amerika’daki insanlara bu tür haksızlıkları, adaletsizliği anlatacak halim yoktu tabii ki…”
*****
“Her cuma günü saat 12’de telefon etme hakkı vardı annemin. Telefonun başında oturup bekledik herkes ile beraber. 30 dakikalık görüşme hakkına tüm aile üyelerini dahil etmeye çalıştık. Pazartesi günleri ise cezaevinde görüşme günüydü. Yaş gününü cezaevinde geçirdi annem. 52 gün kaldı parmaklıklar ardında. Bir buçuk yıl kalan da vardı. Ne oldu sonunda? Herkes aklandı ama geç gelen adalet işe yaramaz tabii ki. Özür dilendi insanlardan. ‘Kusura bakmayınız, yanlış olmuş’ denildi. ‘Sizleri boş yere tutukladık, yanlış yaptık, unutun gitsin’ dendi.”
*****
“Yıllarca içimde biriken öfkeyi bir şekilde dışarıya aktarmam gerekiyordu. O günkü duygularımı notalara dökmeye karar verdim. Cezaevindeki ilk görüşmemizde ağlamıştım. Annem de gülerek ‘Ağlama’ demişti bana... İşte eserin tüm sözleri bu bir kelimeden ortaya çıkıyor. Ağlama! ‘Desine Lacrimare’… Türkçe’si ‘Ağlama dedi’. Sözlerinin Latince olmasını tercih ettim. Eserin adı da LII Dies Tenebrarum, Latincede ’52 Karanlık Gün’ demek. Annemin özgürlüğünden çalınan 52 gün için… Bu eseri benim gibi haksızlığa maruz bırakılan aile bireylerine, arkadaşlara ve hapislere atılan masum insanlara adadım. Aynı zamanda bu eserin Türkiye’de, özellikle İzmir’de seslendirilmesini çok isterim. Sözlerini ancak Türk dinleyicileriyle paylaşabileceğim bir parça.”
*****
İzmir’in dahi gençlerinden Batu Şener ile ilk kez 2020 yılında görüşmüştük. İzmir Life dergisi için… Henüz 3 yaşında Maria Rita Epik Müzik Okulu’nda almaya başladığı piyano eğitimini Fazıl Say, Prof. Kamuran Gündemir ve Prof. İstemihan Taviloğlu gibi önemli isimlerle sürdürüp ABD sinema endüstrisinin kalbi Hollywood’da kendine sağlam bir yer edinen bu büyük yetenek, aradan geçen 4 yıl içinde müthiş bir ilerleme kaydetti.
Buz Devri serisinin 6. filmi olan Buz Devri: Buck Wild’ın Maceralar ve “Buz Devri: Scrat’ın Hikayesi adlı TV dizisi ile Disney’in çok konuşulan Atatürk 1881-1919 filminin müziklerini yaptı örneğin. Ünlü animasyon filmleri Ferdinand ve Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 3: Gizli Dünya, Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi ve Vahşetin Çağrısı film müziklerine ilave olarak…
Ve son olarak, ünlü İngiliz şarkısı Robbie Williams’ın hayatını anlatan, Aralık ayında vizyona girecek Better Man filminin müziklerine imzasını attı İzmirli Batu Şener.
Peki İzmirliler, beğeniyle izledikleri pek çok önemli Hollywood filminin müziklerini yapan, yakın gelecekte Oscar ödülüne en yakın isimlerden biri olarak gösterilen bu genç hemşehrilerini ne kadar biliyor?
*****
Gözünüzü kapatıp şöyle bir düşünün:
İzmir-Hollywood hattı kurulmuş. Türkiye’nin en prestijli konser salonlarından Ahmed Adnan Saygun (AASSM), Batu Şener’in film müziklerinden oluşan muhteşem bir konsere ev sahipliği yapıyor. Tıpkı dünyanın en büyük salonlarında olduğu gibi… Fonda da film sahnelerinden görüntüler…
Final müziği ise 52 Karanlık Gün…
Ve İzmir Batu ile kucaklaşmış.
Belki siz de şahitlik etmişsiniz bu büyük buluşmaya...
Nasıl, hayali bile heyecan verici değil mi?
