Futbolu yakından takip edenler bile hatırlamıyorlardır artık… En son ne zaman A Milli futbol takımımız İzmir’de boy gösterdi diye… Hoş, o maçtan, yani İzmir’deki son milli randevudan önce de durum pek parlak değildi! A Milli futbol takımımızın, öyle her yıl üst üste bir kere bile İzmir’de maç yapmışlığını hatırlamıyorum ben! Neyse, sizleri fazla üzmeyeyim ve bu suali ben cevaplayayım; 2009 yılının Şubat ayında, efsane Drogba’nın da formasını giydiği ve hatta o maçta bize gol attığı Fildişi Sahilleri maçı… Neredeyse on bir yıl olacak!
Stat vardı da, biz mi gelmedik, diyecek olan olursa da; iki gönül bir olunca, samanlık seyran olurmuş, derim ben de… Sen yeter ki gelmeyi iste… İzmirli yurtsever futbolseverin huzurunda da bir topa vur, değil mi ama?
Neyse ki dün akşam, Kadın A Milli futbol takımız şeytanın bacağını kırdı ve Bornova Aziz Kocaoğlu Stadında İzmir ve İzmirli ile buluştu. Darısı erkek millilere…
İzmir’e uzun aradan sonra gelen milli takım gibi, aslında bir şey daha ilk defa geldi. Süper Lig ekiplerinin içerisinde bulunduğu Kulüpler Birliği Vakfının Başkanlığı… Kulüpler Birliği Başkanlığı ilk defa Göztepe Başkanı Mehmet Sepil ile İzmir’e geldi. Kendisine başarılar diliyorum. Göztepe demişken de hemen teknik adam değişikliğine konuyu getireyim.
Göztepe’de teknik patron değişti. Göztepe’nin uzun bir aradan sonra yaşadığı ilk Süper Lig sezonunda harikalar yaratarak, yediden yetmişe herkesin beğenisini kazanan Tamer Tuna’nın ikici gelişi de sona erdi ve Tamer Hoca yerini İlhan Palut’a bıraktı.
Takımların, özellikle de Süper Ligde ve TFF 1.Ligde oynayan takımların, benzer kan değişikliklerini anlayabiliyorum. Büyük paraların döndüğü, büyük hedeflerin olduğu, büyük camialarda bunları görmeye alıştık zaten… İnanın ki görmeğe de devam edeceğiz, mantalitemiz değişmediği müddetçe…
Ama bir türlü kabına sığdıramadığım bir konu var ki… Bunu da nedense hep Göztepe’de görüyorum…
Göztepe Mehmet Sepil Başkan ve yönetimindeki ekip arkadaşları ile takımın dümenine geçti mi? Geçti.
Çok düzeyli ve mütevazı şekilde takımı Süper Lige kadar getirdi mi? Getirdi.
Sonra bir anda, Süper Ligin ilk senesinde Tamer Tuna hamlesi… Herkesi şaşırtmıştı bu hamle… Çünkü Tamer Tuna’nın birinci adam olarak Süper Lig tecrübesi yoktu. Ayrıca Göztepe tüm İzmir’i arkasına almış, taşımıştı Süper Lige… Büyük vebaldi yani… En küçük hata bile bu vebali ödemeye mahkum eder miydi? Neyse, korkulan olmadığı gibi, Göztepe ve Tamer Tuna başarılı bir sezon geçirdi.
Süper Ligdeki ikinci sezonda, bu defa Başkan Mehmet Sepil kararını Bayram Bektaş’tan yana kullandı. Ne tesadüf ki, Bayram Hoca’nın da Süper Lig tecrübesi yoktu birinci adam olarak… Maalesef Mehmet Sepil bu defa taşa çarpmıştı ve Bayram Bektaş başarılı olamadı. Ve kendisi ile yollar ayrıldı. Kemal Özdeş ve arkasından tekrar Tamer Tuna… Son maçla da olsa Göztepe Süper Lige devam kararını veriyordu.
Gelelim Süper Ligdeki üçüncü sezona; bu yıla da kötü başlangıç yapan Göztepe’de Başkan bir kez daha aynı kararı veriyor ve teknik adam değişikliğine gidiyordu. Ancak senaryo yine aynı; daha önce Süper Lig tecrübesi olmayan biri… İlhan Palut…
Hatayspor’da son iki sezon büyük başarı yaşayan, fakat bundan başka bir başarısı olmayan, genç teknik adamla el sıkışılmış ve takım emanet edilmiş.
Mehmet Sepil Başkan’ın maddi ihtiyatını açıkçası anlıyorum. Ülkenin her sektöründe olduğu gibi, endüstriyel futbolda da daralma var. Ve ayaklar yorgana göre uzamalı… İyi de o zaman, ligin başından beri Başakşehir takımının düşünmediği tüm futbolcular transfer edildi! Neden? Yani, konu para ise, sezon başı planlamalarında büyük hatalar var! Yok, konu para değilse, bu kadar tecrübeli ve pahalı topçuların başına, onların dillerinden anlayacak bir hoca gerekmez miydi? Hayır, her ikisi de değil; Mehmet Sepil Başkan, teknik direktör yetiştireceğim diyorsa, ona da lafım yok! Ama teknik adamdan önce, futbolcu yetiştirsek ve A takıma, hatta ilk on bire her yıl, üçer, dörder, gençlerden atsak… Daha iyi olmaz mı Başkanım?
Dipnot; “Bir iş iyi gidiyorsa, bilin ki, zamanında birisi doğru bir karar vermiştir” Peter Drucker.