İzmir, Antakya ve Mardin kadar değilse bile çok dilli, çok dinli, çok kültürlü kentlerimizden olup, klişe tabirle Türkiye'nin Batı'ya açılan penceresidir. Yurdumuzu ziyarete gelen turistlerin unutamadığı bir Ege kentidir

Deniziyle, sahilleriyle, Kadifekalesi'yle, Agora'sıyla, Smyrna'sıyla olduğu kadar ibadet merkezleriyle de yabancıların dikkatini çeken İzmir'de yıllara/ yüzyıllara meydan okuyan camiler/ kiliseler ve sinagoglar İzmir'in zenginliğidir. 1863'te Padişah Sultan Abdülaziz'in katolik kilisesi inşaatında kullanılmak üzere altın yardımında bulunması, Osmanlı'nın da bu konudaki âlicenaplığını göstermektedir. Hoşgörü kenti olan Güzel İzmir'imizdeki tarihi camileri daha önce anlatmış, göstermiştik. Bu kez de Alsancak ve Basmane'deki belli başlı kiliseleri ele aldık. Bu ziyaretlerim sırasında bana eşlik eden, tarihi aşk derecesinde seven tarih öğrencisi Hüseyin Sezgin'e çektiği fotoğraflar için teşekkür ediyorum.

GÖĞSÜNE BATIRILAN MIZRAK UCU

Alsancak Vapur İskelesi'nin tam karşısındaki sokaktan ilerlediğinizde karşınıza çıkacaktır. Bu kilise, bir katolik kilisesidir ve İzmir'deki tek dominiken düzene sahip kilisedir. 1904 yılında inşa edilmiş bir İtalyan kilisesidir. Bin 200 borusu ile İzmir’de çalışan en büyük orga sahiptir. Mihrap kısmında Meryem Ana’nın Aziz Dominik ve Azize Katerina ile bir tasviri bulunmaktadır. Dominikan mezhebine bağlı olanların Meryem Ana’ya diğer mezheplerden daha fazla inanmaları dolayısıyla kilisede Meryem Ana’nın da ağırlığı hissedilmektedir. Kilisede Aziz Yusuf, Aziz Antuan, Aziz Polycarp’e adanan ve kutsal emaneti de içinde barındıran 4 ayrı şapel vardır. Kutsal emanet, Vatikan tarafından tescil görmüş, İsa’nın çarmıhta gerildiği vakit Romalı bir yüzbaşının İsa’nın öldüğünden emin olmak için göğsüne sapladığı mızrak ucudur. Dışarıdan çok güzel görünün bu kilisenin içi çok ihtişamlı olmasa da farklı tarzını çok iyi yansıtıyor. Yemyeşil ağaçlarla kaplı ve geniş bir bahçesi var. İçerisi ise iki katlı. Kilise sizi daha ilk adımda bordo sütunlarıyla karşılıyor. Ahşap sandalyeler iki yana dizilmiş ortadan ise kırmızı bir halı geçiyor. Üst kat çok küçük, sadece aşağıyı görebilen bir asma kat. Çıkarkenki merdivenler çok dar. Vaaz verilen günler kilisenin kapısında yazıyor. Burası Alsancak'ın en işlek kilisesi olarak biliniyor.

AYAKTA KALAN TEK KİLİSE

Alsancak semtinde bulunan bir Katolik katedraldir. Hem protestan hem katolik hem de Amerikan cemaatleri tarafından kullanılmaktadır. İzmir Aziz Yuhanna Katolik Katedral Bazilikası, Vahiy Kitabı'nda belirtilen 'yedi kilise' arasından günümüzde ayakta duran tek kilisedir. Burası, havari Yuhanna tarafından kurulan Hıristiyan topluluğunun evi ve ruhsal merkezidir. Bu kilise aynı zamanda, Türkiye topraklarının en heybetlisi ve başpiskoposun makamı olduğu için de en önemli katolik tapınma yeridir. Yapımına 1862 yılında başlanan kilise 1874 yılında açılmıştır. Esas Altar Papa 9. Pion'un armağanıdır. 1863'te Padişah Sultan Abdülaziz'in Katolik Kilisesi'nin inşaatında kullanılmak üzere büyük miktarda altın verdiği bilinmektedir.

KENTİN EN ESKİ YAPILARINDAN

İzmir’in en eski kiliselerinden biri olan St. Polycarp Kilisesi, 1625 yılına uzanan bir tarihe sahiptir. Kilise inancı nedeniyle Roma Stadyumu’nda Romalılar tarafından yakılarak öldürülen St. Polycarp’a ithaf edilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın izni ile Fransa Kralı’ndan yardım alınarak yaptırılmıştır. Kilise birkaç yangın görmüş ve tahribata uğraması nedeniyle onarım görmüştür. Geçen yüzyılda İzmir’de yaşayan Fransız ressam ve mimar Raymond C. Pere tarafından onarılan St. Polycarp Kilisesi’nin fresklerine sanatçı, St. Polycarp’ın öyküsünü ve ölümünü tasvir etmiştir. Kilisenin önüne daha sonradan çan kulesi eklenmiştir. İzmir’in önemli tarihi güzelliklerinden biri olan yapı, bugün pek çok yerli ve yabancı ziyaretçisini ağırlamaktadır.

MİSYONERLER TARAFINDAN YAPTIRILDI

1698 yılında ibadete açılmıştır, ancak 1889'da yangında tahrip olunca 1891 yılında restore edilerek yeniden hizmete sunulmuştur. Kilise yapıldığı yıllarda Meryem Ana'ya ithaf edilmiştir. 14'üncü yüzyıldan beri İzmir'de misyonerlerin varlığı bilinmektedir. O dönemde İzmir'deki hoşgörü ortamı, misyonerlerin çalışma alanı bulmasına yardımcı olmuştur. Böylece İzmir’e katolik ve protestan misyoner akını yaşanmıştır. Bunun üzerine ilk yerleşen Fransiskenler, Santa Maria Kilisesi’ni yaptırmışlardır. Günümüzde İtalyan katolik kilisesi olarak kullanılıp, Fransisken tarikatına mensup rahipler görev yapmaktadır. Kilisenin cemaati 200 kişi civarındadır. Aynı zamanda denize yakın konumda olduğu için 'Denizciler Kilisesi' olarak bilinir.

PİSKOPOSLUĞA BAĞLI KİLİSELERDEN

Alsancak Garı'nın karşısındadır. 7 Nisan 1902 de hizmete giren kilise, İncil yazarı Saint Jean’a adanmıştır. Kilisenin tam adı Saint John Evangelist Anglikan Kilisesi'dir. Mason Kilisesi diye adlandıranlar da vardır. İngiliz, Amerikan ve Avustralya vatandaşı aktif bir cemaata hizmet vermektedir. 1896 yılında alınan izinle kurulmuştur.1896-1899 yılları arasında inşa edilmiş, Cebelitarık Piskoposluğu'na bağlı olarak görev yapmıştır. 1910 yılında Kordon'dan taşınarak inşa edilen İngiliz Konsolosluğu ile birleşmiştir. İzmir anglikan kiliselerinden biri olan Evanjelist Aziz John Anglikan Kilisesi, tören odası ve diğer tesisleriyle İzmir'deki ana anglikan kilisedir. Alsancak'ta bulunan St. John, Canterbury  Başpiskoposluğu'nun verdiği yetkiyle Cebelitarık Piskoposluğu'na bağlı 42 kiliseden biridir.

Kilise, hafta içi ve hafta sonu öğleden sonraları ziyarete açıktır.

MÜBADELEYLE İŞLEVİNİ YİTİRDİ

Aziz Vukolos Kilisesi, 1886 tarihinde inşa edilmiş bir Ortodoks Rum Kilisesi’dir.Aynı zamanda Aya Vukla olarak da bilinmektedir. Basmane’dedir. 1922 yılında meydana gelen yangına rağmen herhangi bir şekilde zarar görmeden günümüze kadar ulaşmıştır. Özellikle mübadele döneminde Rumların İzmir'i terketmesi ile işlevini kaybederek bir süre boş kalmıştır. Daha sonra 1927 ile 1951 yılları arasında İzmir Arkeoloji Müzesi kontrolünde ziyarete açılmıştır. Ancak daha sonra depo görevi görmeye başlayan bir kilise olarak öne çıkıyor. Kilise, 2009 yılına kadar harabe şeklinde kalmışken, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmiş ve yeniden ziyarete açılmıştır.

 

ORTODOKSLAR KULLANIYORDU

İzmir’de Rum ortodoks cemaati tarafından faal olarak kullanılan tek kilisedir. Eskiden karşısında bulunduğu tahmin edilen Hollanda Hastanesi’ne (günümüzde burada Behçet Uz Çocuk Hastanesi bulunmaktadır) bağlı bir şapel olduğu düşünülmektedir. Büyük İzmir yangını sırasında Aya Fotini Kilisesi’nin kül olmasının ardından 1952 yılında bu kilise, 100 yıllığına kiralanmıştır. Bahçesinde Osmanlı Dönemi’nden kalma Flemenklere ait çok sayıda mezar bulunmaktadır.