İki gün önce, yani 8 Mart Kadınlar Gününde bir şansım oldu: Cumhuriyet’in ilk Türk kadın hekimi olan Safiye Ali’yi “Biyografik Roman” olarak anlattığım kitabı, Yakın Kitabevi’ne gelen dostlarıma imzaladım.
Safiye Ali, kadınların üniversiteye gidemediği Cumhuriyet öncesi dönemde, 1916 yılında Almanya’nın Würzburg kentinde tıp fakültesi okumaya gitmiş. Elbette Osmanlı’da herhangi bir genç kız için bu şans olanaksız. Safiye’nin şansı, babasının Osmanlı Paşası olması nedeniyle önce Üsküdar Amerikan Kız Kolejini bitirmesi, sonra da devletten eğitim bursu alması!
Okulu bitirince Almanya’da bir süre çocuk uzmanlığı için çalıştıktan sonra, göz doktoru olan bir Alman doktorla evlenerek İstanbul’a gelip yerleşmişler.
O sırada Türkiye’de Türk kökenli olmayan, azınlıklara ait kadın doktorların çalışma hakkı var. Safiye Ali ile ilk kez bir Türk kadın- birçok engeli aşarak- İstanbul’da muayenehane açıyor ve çocuk doktoru olarak çalışmaya başlıyordu.
Ermeni yurttaşımız Zaruhi Kavalcıyan o sıralarda önce Adapazarı’nda sonra İstanbul’da, Macar kökenli Yahudi kadın doktor Amelia Fritsch ise İstanbul’daki Avusturya Macaristan Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığı yapıyor.
1915 yılından başlayarak tıp eğitimi için Avrupa’ya başka kadın öğrenciler de gönderilmiş. Bunlardan, Aydın Vilayeti Özel idaresi tarafından, Zürich’te tıp okumaya gönderilen İzmirli üç kadından ikisi dönmüş, üçüncüsünün ise ne yaptığı bilinmiyor.
Devlet bursu alarak Batı ülkelerinde eğitim görmek için dil bilmek zorunluğu olduğuna göre, giden kadınlarımızın sosyal ve ekonomik durumlarının ne olduğunu anlamak zor olmasa gerek. Ama yine de, böyle bir eylemin Osmanlı’da kadın hakları açısından anlamının büyük olduğu bir gerçek. Atatürk Cumhuriyetinde her kadınımızın bir Safiye Ali olma şansını yakaladığını düşünmek bile Mustafa Kemal’e olan minnetimizi derinleştiriyor. Onun, her an yanında modern bir kadın bulundurarak dünyaya nasıl bir mesaj verdiği çok daha kolay anlaşılıyor.
“İlk Kadın Hekim: Safiye Ali” kitabı İnkılap Yayınevi’nden çıktı. Gördüğü ilginin büyük olması elbette beni çok mutlu etti.
Planladığım, “Doktorların Biyografik Romanları” serisinin yayımlanmış ilk iki kitabı, “Tıbbiyeli Hikmet” ile “Hipokrat’ın Romanı”ndan (Bilgi Yayınevi) sonra “Safiye Ali” üçüncü oldu.
Bu serinin dördüncü ve beşinci kitapları bakalım hangi yayınevine nasip olacak…