“İmamoğlu’nun adaylığı bir an önce açıklanmalı” derken, tam da bugünkü görüntüyü gözümün önüne getiriyordum:
Coşkulu, dinleyen herkesle aynı atmosfer içinde bütünleşen, kollarını açtığında sadece oradakileri değil televizyondan izleyenleri de kucaklayan…
Önce ceketini, arkasından kravatını çıkararak gömleğinin kollarını sıvarken, “Bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı yıkıntıyı onarmak için hazırım!” mesajı veren…
Yüzünden eksik etmediği sempatik gülümseme ile, “Hangi partiden olursanız olun, bana inanın ve güvenin. Sizi insanca bir yaşama kavuşturacağım” diyen bir lideri ne kadar da özlemişiz! Son yirmi yılda hiç bu kadar umutlanmamış, geleceğin ışığını bu kadar yakın görmemiştik.
ERDOĞAN’IN UYKULARI KAÇIYOR
İmamoğlu’nun kürsüdeki coşkusunu ve ‘kapsama alanını’ gören Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın herhalde uykuları kaçmaktadır.
“Silkeleyin!” diyerek verdiği talimatla yerel yönetimleri hukuksuzluğun kucağına atan Tayyip Erdoğan, ödünü patlatan İmamoğlu için de herhalde “Budayın!” talimatı vermiş olmalı. Yoksa savcılar bu kadar İmamoğlu’nun üzerine gidebilirler miydi?
İmamoğlu, kendisine saldırılmasını ve eften püften nedenlerle ifadeye çağrılmasını ciddiye almıyor bile. “Senin işin bitti Erdoğan,” diyor Cumhurbaşkanına. “Millet senin oyunlarından bıktı,” diyerek onu sandığa çağırıyor. Arkasından da İstanbul’da ona karşı kazandığı zaferleri anımsatarak;
“Sana karşı dört kez kazandım,” diyor. “Beşincisinden de kaçamayacaksın!”
İmamoğlu, umutsuz insanımıza umut ve heyecan getirdi. Bir ay içinde CHP’ye 220 000 yeni kayıt olması başka nasıl açıklanabilir ki?
ÖNCE ECEVİT ŞİMDİ DE İMAMOĞLU
CHP, İsmet Paşa’nın çalkantılı döneminden sonra en büyük heyecanı Bülent Ecevit ile yaşamıştı. Dağlara taşlara “Karaoğlan” diye yazıldığında duyduğumuz umut ve heyecanı şimdi Ekrem İmamoğlu ile duyuyor gibiyiz.
Onun, tıklım tıklım dolu miting alanlarına mavi gömleği ve köylü şapkasıyla çıktığında duyduğumuz heyecanı şimdi İmamoğlu yaşatıyor bizlere; ceketini çıkarıp, kollarını sıvayarak…
Ecevit’in son döneminde onun yanında bulunmanın onurunu duyuyorsam da, dağ taş “Karaoğlan” diye inlerken ne yazık ki mesleğime yeni başlayan bir hekimdim.
İmamoğlu’nun; enerjisini, gençliğini ve inandırıcılığını görünce aklıma Ecevit geldi. O da Ecevit gibi, elli yaşlarında Türkiye’yi sarsıyor, Tayyip Erdoğan’ın uykularını kaçırıyor.
Artık, Kılıçdaroğlu’nun affedilmez inadı yüzünden kaçırdığımız fırsata ağlamanın sırası değil. İmamoğlu umutlarımızı yeniledi, üstümüze çöken karanlık perdesini yırttı attı!
Yolu yolu açık olsun!