Yer İngiltere.

Birkaç yüzyıl öncesi.

Adamın biri cinayetle suçlanır.

Bir avukat bulunur adama.

İlk görüşmelerinde avukat,

Merak etme seni kurtaracağım” der.

Adam avukata güvenir mahkemeye çıkar.

Karar idamdır...

*

Adam avukatına kızar, köpürür.

Hani beni kurtaracaktın?” der.

Avukat, “Sen merak etme.

Bu daha bir şey değil, temyiz var.

Seni kurtaracağım” yanıtını verir.

*

Dava temyize gider.

Mahkemenin verdiği karar bozulmaz,

Tam tersine onaylanır.

Adam yine avukatına döner ve sorar:

Hani temyizde beni kurtaracaktın?”

Avukat gayet sakin biçimde,

Dur daha, bu karar,

Avam Kamarası'nda oylanacak.

Seni kurtaracağım” der.

*

Dava Avam Kamarası'na gider,

Ama orada da idam onaylanır.

Daha sonra Lordlar Kamarası,

Ardından kraliçe de onaylar,

Adam kurtulamaz.

*

Son onaydan sonra darağacı kurulur,

Adamı sandalyeye çıkarır,

Boynuna ipi geçirirler.

Adamın öfkesi bakışlarına yansımıştır.

Avukat ise hala son derece sakindir.

Gözleriyle işaret ederek,

Merak etmemesini,

Onu kurtaracağını anlatmaya çalışır.

Adamın ise artık umudu kalmamıştır.

*

Cellat gelir, sandalyeyi iter.

Talihsiz adam ipte sallanmaya başlar.

O sırada avukat,

Kalabalığı yararak darağacına koşar.

Celladı bir hamlede geçer,

İpi keserek adamı kurtarır.

*

Doğal olarak ortalık karışır,

Bu kez hem idam mahkumu

Hem de avukatı gözaltına alırlar.

Avukata bunu neden yaptığı sorulur

Yanıtı şöyle olur:

Bu adam idam mahkumuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi siz ilgilendirmez. Kanunda idam edilir yazıyor. İdam edilerek öldürülür yazmıyor. İdam gerçekleşmiştir...”

*

Bu sözler üzerine idam durdurulur.

Konuyu Kraliçe'ye iletirler.

Kraliçe, zekasından dolayı,

Avukatı kutlar ve adamı affeder.

Bu olaydan sonra kanun maddesi değiştirilerek

İdam edilerek öldürülür” biçiminde yeniden düzenlenir.

*

Kıssadan hisse;

Kanunu yapanlarla,

Kanunu uygulayanların,

Gerçek hayattan haberleri yoksa,

İpten adam alınabilir...