Tam seksen bin silah...

Dile kolay.

Say say bitmeyecek gibi.

Hepsi şehirlere getirilmiş.

*

Daha düne kadar,

Askeri kışlasından,

Polisi karakolundan,

Aman süreç bozulmasın” diye

Kapı dışarı bile çıkarmayanlar,

Şimdi şikayet ediyor...

*

Sıfatından belli, güçlü...

Devlet dediğin de böyle olur.

Görür ama yakalamaz,

Duyar ama seslendirmez...

*

Eski bir istihbaratçı anlatıyor:

Daha sınırdan geçer geçmez,

Tüm teknik olanaklar,

Yetmediyse insan kaynağı,

Seferber edilir, mutlaka ve mutlaka,

Kontrol altına alınırdı...”

*

Sonra ne oldu?

Ellemeyin” dendi, “dokunmayın...”

Öyleyse böyle başa böyle traş,

Şimdi de “80 bin silah” ile

Milletin gözünü korkutuyorlar...

*

Madem terör örgütü,

Gözünüzün önünde o kadar silahı,

Şehirlerin içine kadar taşıdı,

O zaman hangi akla hizmet,

Onca istihbaratçı polisi,

Bir gecede “hain” ilan ederek topladınız?

*

Şimdi sırada kim var?

Şimdi sırada hangi karakol,

Hangi devlet dairesi var diye,

Gerdirip duruyorsunuz ortamı...

*

Yok öyle tam öyle değil,

Yine baskın var,

Yine operasyon yapıyorsunuz.

Nereye?

Anaokuluna, olmadı kreşlere.

Suç delili ne?

Atatürk posteri, Pepee filmleri.

Helal olsun bak, istenince oluyor!

*

Her gün şehit haberi gelirken,

Devletin bir bölümü,

İşi gücü bırakmış cadı avında...

Okul basıyorlar, kurs basıyorlar.

Madem bu kadar güçlüsünüz,

O zaman insanımıza kıyan,

Hainlerin inlerini bassanıza...

*

Şimdi yeni tezgah peşindeler...

Aradıkları öncelikle “defolu” polisler.

Sonra onlar vasıtasıyla,

Hiçbir şey bulamadıkları okullara,

Suç delili koydurtacaklar...

*

İnanamadınız değil mi?

İnanın, inanın...

Ben de dinlediğimde şok oldum ama,

Çabuk geçti ruh halim...

Devletin vali yardımcısı,

Aynen bu talimatı veriyor polislere;

Bir şey bulamazsanız, kendiniz koyun...”

*

Memleketim, canım toprağım.

Şerefin yerini para hırsı,

Koltuk hırsı, saray hırsı,

Sardığından bu yana,

Öylesine farklı seviyorum ki seni,

*

Değil okulu, yurdu, kreşi,

Yüreğimi bassanız sabaha karşı,

Güler geçerim, o derece yani...