Otistiklerin yaşama eşit ve etkin şekilde katılımıyla ilgili mücadelemizi sürdürmek için sekiz arkadaşımla birlikte Kedi Otizm Derneği’ni kurduk. Artık İzmir’de otistiklerin ve ailelerinin haklarını savunacak bir dernek var
Kentimiz, otizm hak mücadelesinde yeni bir derneğe kavuştu: Kedi-Katılım, Eşitlik, Dahil olma, İstihdam- Otizm Derneği. Şeyda Yanık, Ebru Akar, Halide Demir, Ahmet Kaplan, Tülay İpek, Ahmet Kaplan, Deniz İkikarakayalı ve Ahmet Ahmetoğlu ile birlikte kuruculuğunu üstlendiğimiz Kedi Otizm Derneği, geçtiğimiz hafta kuruluş onayını aldı. Otistiklerin toplumsal yaşama tam, etkin ve eşit katılımında gördüğümüz ve yaşadığımız sorunlar bize bir sivil toplum örgütü yoluyla güçlerimizi birleştirerek yola çıkma kararı aldırdı. Otistik çocuk, yetişkin, yaşlıları ve ailelerinin hak savunuculuğunu yapacak derneğimizle, kamu kurumları ve ilgili sivil toplum örgütleriyle işbirliği çerçevesinde projeler geliştirmeyi hedefliyoruz.
BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ
Çıktığımız yol uzun. Yapılacak çok iş, çözüme kavuşması gereken çok sorun var, farkındayız. Ancak süregelen hak mücadelesi alanına bir tuğla da biz koymaya kararlıyız. Heyecanlı ve istekliyiz. Bu yolda çalışan herkesle birlikte başaracağımıza inanıyoruz. Otistik ve ailelerinin yaşamak zorunda kaldığı sorunların çözümünde temel adımın, toplumun otizm ve engellilik konusundaki bakış açısını değiştirmeye yönelik çalışmalar yapmak olduğunu düşünüyoruz. Karar vericiler de görüş alanımızda. İzmir’de bizi daha çok görecekler, randevu taleplerimize hazırlıklı olsunlar. Yolumuzda pusulamız, Türkiye’nin imzacısı olduğu BM Engelli Hakları Sözleşmesi. Engellilerin, tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek amacındaki sözleşmenin getirdiği iki kavramı çok önemsiyoruz. Makul düzenleme ve evrensel tasarım.
AYRIMCILIKLA MÜCADELE
Önemsediğimiz bir unsur da sözleşmenin, engelliliğe dayalı ayrımcılığı da çok güzel ortaya koymasıdır. Sözleşme der ki: Ayrımcılık, siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayı kapsar. Makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi de ayrımcılıktır. İmzacı devleti, engelliliğe dayalı herhangi bir ayrımcılığa izin vermeksizin tüm engellilerin insan hak ve temel özgürlüklerinin eksiksiz olarak yaşama geçirilmesini sağlamak ve güçlendirmekle yükümlü kılar.
Bütün politikacıların, adaylar dahil, milletvekili, belediye başkanı dahil, internet ortamında da kolayca erişilebilecek bu sözleşmeyi, en az bir kere okuması gerektiğini düşünüyorum. Bu sözleşmeyi okuyup ruhunu anlamadan, oluşturulacak engelli politikaları ve projelerinin ayaklarının yere basması mümkün değil.
ACİL İHTİYAÇLAR
Otistik hakları, insan haklarıdır. Aileler, tanıdan başlayarak bir dizi sorunla mücadele ediyor. Çocuklar büyüyor, yetişkin oluyor, Yetişkin otistikler ise görmezden geliniyor. Ailelerin maddi ve manevi gücü oranında hayat desteği alan otistiklere ilişkin geliştirilmiş acil düzenleme ve destekleme sistemlerine ihtiyacımız var. Herkesin bu konuda yapması gerekenler listesi uzun. İzmir’de aileler ve otistikler artık yalnız yürümeyecek. Yetişkin otistikleri ve ebeveynleri, derneğimiz çatısı altında birleşmeye ve çalışmalara katkı koymaya davet ediyorum. Birlikte başaracağız…
——————————————-
Çocuk hakları
herkesin işidir
Engelli Çocuk Hakları Ağı’nın (EÇHA) 18 Kasım günü çevrimiçi düzenlediği Çocuğa Karşı Cinsel İstismarı Önleme ve Çocuk Hakları Paneli, altı oturumda 12 konuşmacıyı ağırladı
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiği tarih olan 20 Kasım (1989) Dünya Çocuk Hakları Günü olarak benimseniyor ve tüm dünyada çocukların insan haklarına dikkat çekilen, çocuk politikalarının gündeme getirildiği ve çocuklara karşı her türlü şiddet ve ayrımcılıkla mücadele çağrısının yaygınlaştığı bir gün oluyor. 19 Kasım ise 2000 yılından beri Dünya Çocuğa Yönelik Cinsel İstismarı Önleme Günü olarak adlandırılıyor ve tüm çocuklar için istismardan korunma hakkını vurgulayan uluslararası zeminini oluşturuyor.
Engelli Çocuk Hakları Ağı (EÇHA)’nın bu özel günlerde çocukların insan haklarına dikkat çekmek, her türlü ihmal ve istismardan korunmaları için alınması gereken koruyucu ve destekleyici önlemleri hatırlatmak, politikaların iyileştirilmesi için stratejiler önermek amacıyla düzenlediği paneli 120’den fazla kişi çevrimiçi olarak izledi. Panele, çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri ve kurumlardan uzmanların konuşmacı ve kolaylaştırıcı olarak katıldı.
Çocuk istismarının önlenmesinde kamu-sivil toplum diyaloğunun vaka ve dava örnekleriyle ele alındığı ilk oturumda Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAv.) ve Çocuklara Karşı Ticari Cinsel Sömürüye Son Derneği’ni (ECPAT Türkiye) temsilen avukat Şahin Antakyalıoğlu, Diyarbakır Barosu’ndan avukat Ege Avcı’nın kolaylaştırıcılığında bilgi ve deneyimlerini aktardı.
MUAYENE VE SOSYAL İNCELEMEDE HAK İHLALLERİ
“Engelli Çocuklara Karşı Cinsel İstismara Hukuki Bir Bakış” oturumunda İstanbul Barosu Engelli Hakları Merkezi’nden Deniz Yazgan Şenay, Eksi 25 Derneği’nden Yasemin Tümkaya Karakaya’nın sorularını yanıtladı. Yazgan, cinsel istismara maruz bırakılan engelli çocukların, özellikle de zihinsel engelli çocukların muayene ve sosyal inceleme süreçlerinde hak ihlaline uğradığına değindi.
“Uluslararası Sözleşmeler Bağlamında Türkiye’de Çocuk Koruma Yaklaşımı” oturumunda UNICEF Türkiye’den çocuk koruma uzmanı Ekin Bozkurt, Eşit Haklar için İzleme Derneği ve Romani Godi’den Göktan Yıldırım’ın konuğu oldu ve küresel bir savunuculuk imkanı olarak uluslararası insan hakları mekanizmalarından yararlanma yollarını anlattı.
“Çocuk Haklarını İzleme” oturumunda Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nden Sinem Sefa Akay, GlobalChild’dan Adem Arkadaş-Thibert’i konuk etti. Çocuk haklarını izlemenin evrensel insan hakları hukukuyla temellendirilmesi gerektiğini söyleyen Adem Arkadaş-Thibert çocukların haklarının kendilerinin talep edebilmeleri için hem onları hem de talepleri yerine getirmek zorunda olan yapıları ve mekanizmaları desteklemenin altını çizdi.
Panele Çocuğa Karşı Şiddetin Önlenmesi Ortaklık Ağı adına katılan Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Ceren Suntekin, EÇHA’dan Selen Doğan’ın sorularını yanıtladığı “Çocuğa Karşı Cinsel İstismarı Nasıl Ele Almalıyız?” oturumunda, istismarı besleyen mitlere işaret ederek medya, eğitim sistemi ve toplumda yerleşik çocuk algısının bu mitleri beslediğini söyledi. Suntekin “Cinselliğin tabu olduğu bir kültürde yaşıyoruz. Çocuğun haklarını ve çocuğun cinsel haklarını unutuyoruz” dedi.
DAHA ÇOK MARUZ KALIYORLAR
“Yetişkinler Engelli Çocuğa Karşı İstismarı Nasıl Anlar ve Bunu Çocuğa Nasıl Anlatır?” başlıklı son oturumda ise Denizli Otizm Derneği’nden Dudu Karaman Dinç, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği’nden Nahide Atabey’i konuk etti. Atabey, özel gereksinimli çocukların cinsel istismara maruz kalma sıklığının tipik gelişim gösteren çocuklardan 4-10 kat fazla olduğunu belirterek tüm toplumun çocuk koruma halkasının bir parçası olduğunun altını çizdi.
Panelde yapılan sunumların ve ele alınan konuların değerlendirildiği son bölümde EÇHA’dan Selen Doğan şöyle dedi: “Çocuklar hakları olan bireylerdir, yasa yapıcı ve uygulayıcıların da bunu benimsemesi gerekir. Çocuk konularını ele alırken insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği olmak üzere iki temel kavrama yaslanıyoruz ve çocuğun üstün yararına göre politikalar geliştirilmesinin önemine dikkat çekiyoruz. Birleşmiş Milletler’in Türkiye’nin de taraf olduğu iki uluslararası belgesinin –Engelli Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin- anayasal dayanaklarımız olduğunun altını çiziyoruz.”