“Kalbe giden yol, mideden geçer." Atasözünü sanırım duymayan yoktur… Anlamı da şu: Kendini bir erkeğe beğendirmek isteyen kadın, onun hoşuna gidecek hareketlerde bulunmalı… Örnek olarak deniliyor ki; “Onun sevdiği yemekleri pişirmelidir.”
Bu bir “mutfak kültürü” olsa gerek. Nitekim anneler çocuklarını, özellikle kız çocuklarını mutfaklarında yanı başlarından pek ayırmazlar… Öğrenen, öğrenir; öğrenmeyen kızları için de “gittiği yerde, kayınvalidesinden öğrensin!” diyen annelerde pek yoktur sanırım…
Son yıllarda TV’ler mutfağa dayalı programlarını sıkça ekrana getirmekte, hatta yarışmalar düzenleyerek yollarına ve de kollarına altınlar saçmaktadırlar! İşte bunlardan birisi “Gelinim Mutfakta” yarışması, diğeri ise dünya mutfaklarından alıntı “Master Chef” değil mi? Master Chef; Dünya Aşçılar Federasyonu’nun seçili aşçılara verdiği bir unvandır. İkisi de yazımın girişindeki atasözünü çağrıştırmıyor mu?
* * *
Bundan 5 yıl önce Başkent Üniversitesi’nin Bağlıca Yerleşkesi’ nde Türk Mutfak Kültürü Araştırtma ve Uygulama Merkezi’ne (TÜMAR) bağlı olarak kurulan Thermopolium Gastronomi Akademisi törenle açılmıştı. Kursiyerlere başta Türk Mutfağı olmak üzere dünyanın çeşitli mutfakları ve Kültürleri hakkında üst düzey bir eğitim sağlanmaktaydı. Nitekim dünyaca ünlü şefler bu Akademiye tam not vermişlerdi.
* * *
Geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın meslek liselerindeki gıda üretimi gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, meslek liselerinde ekmeğin yanı sıra, İzmir Tire’de tereyağı üretimi gibi farklı ürünlerin üretildiğini hatırlatıp “Melek liseleri gıda fabrikası gibi” dedi.
* * *
Aklıma hemen Urla Gazeteciler Sitesi’ndeki karşı komşum Bülent Ecevit Demirci geldi. Bülent kardeşim, Urla Yılay Hakan Çeken Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin değerli öğretmen ve yöneticilerinden. Daha doğrusu eşi öğretmen Başak Hanımla birlikte kendilerini eğitime ve öğrencilerine adamış bir kişi. Nitekim Okulların kapalı bulunduğu şu günlerde O, Urla Sanat Sokağı’nda okulun döner sermaye işletmesi olan Urla Turkuaz Kafe’ yi öğretmen, yönetici ve öğrencileri ile çalıştırıyorlar…
Urla’nın en işlek Sanat Sokağı’ndaki 1800’li yıllardan kalma 2 katlı eski Urla Konağı’nı, Yılay Hakan Çeken Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’ne tahsis edilmiş. Dün bu tarihi binaya giderek Bülent Hoca’yı öğrencileri ile birlikte özel mutfaklarında usta şefler eşliğinde yöresel yemekler yaptıklarına ve müşterilere servis ettiklerini görünce hayli duygulandım. Çünkü öğrenciler burada aynı zamanda staj yapıyor, dolayısı ile üretime katkıda bulunuyorlar.
Bülent Hoca, okullarında 4 farklı bölümde 300 öğrencileri olduğunu hatırlatıp bunların Yiyecek İçecek Hizmetleri, Çocuk Gelişimi, El sanatları ve Hasta-Yaşlı Bakımı alanlarında eğitim gördüğünü söyledi.
Urlalılar ve dışarıdan gelenlerin sıkça uğradığı Mesleğim Turkuaz Kafe bir buçuk ay önce hizmete açılmış. Burada kendi ürettikleri ürünleri misafirlerine ikram ettiklerini belirten Bülent Ecevit Demirci, zengin bir menüleri bulunduğunu, hatta marka tescili için patent başvurusunda bulunduklarını övünerek söylüyor. Bunların başında Urla’nın meşhur enginarından yaptıkları Enginar Tatlısı ve Enginar Köfte geliyormuş. Bu ortamdan istemeyerek ayrılırken Bülent Hoca, şunları söyledi: “Urla ve çevresindeki yiyecek-içecek sektörünün ihtiyacını okulumuz karşılıyor. Gittiğiniz restoran ve kafelerde bizim öğrencilerimizle karşılaşırsınız.”
Kısacası Urla’nın Master Chefleri’ nin bu okulun çatısı altında bulunduğuna eminim...