Uzaklardan bir şarkı çalınıyor kulaklarıma. 1990'lı yılların bir şarkısı;
"...Bir çağ yangını bu, bütün dünya günahkar.
Masum değiliz, hiçbirimiz..."
Eskilere dönmem gerekir, ama olmuyor.
Karşımda bir anda bana parmak sallayan Nobel'e aday Sağlık Bakanı'nı buluyorum;
"Vakaların artmasının sebebi hepimiziz. 84 milyon."
Bakan bey "Masum değilsiniz" diyor. Faturayı bize kesiyor iyi mi?
Hani 84 milyon demese, örneğin (Vakaların artmasının sebebi Boğaziçi Üniversitesi öğrencileridir.) Ya da (Sağlık çalışanlarıdır) veya (Doğrudan Ce Ha Pe'dir) dese anlayacağız. Ama faturayı bütün halka kesiyor.
Ne yapmış halkımız? Kapanın dediniz de kapanmamış mı? Kaybını devlet olarak biz karşılayacağız dediniz de kabul etmeyip işine mi gitmiş.P arti kongrelerinde lebaleb salonları mı doldurmuş? Kongrelere giderken hınca hınç otobüslerde (Ak, ak) diye feryat ederek göbek mi atmış? Yoksa topluca cenaze törenlerine mi katılmış? Tarikat şeyhini gruplar halinde ziyaret edip iftara mı katılmış? Uçaklar dolusu getirdiğimiz aşılara burun mu kıvırmış?
Ne yapmış?
Peki ya iktidar? Doğrusunu söylemek gerekirse müthiş (!) önlemler almış;
"128 milyar dolar nerede ?" yazılı afişlerin asılmasını yasaklatmış. İnanmıyor musunuz?
Karaman Valiliği'nin açıklaması var. Kovid-19 önlemleri kapsamında, ilde 30 gün süreyle afiş asılmasının yasaklandığını duyuruyor. Edirne Valiliği de aynı yönde bir karara imza atmış.
Bu tür karar alan ilçeler saymakla bitmez. Şimdi bütün bu il ve ilçelerde kırmızı rengin sarıya dönmesi bekleniyor.
İktidarın önlemleri bununla sınırlı değil. Otuz emeklinin, yirmi beş sağlık çalışanının seslerini duyurmak üzere bir araya gelmeleri de alınan önlemler çerçevesinde yasak.
İnsanın aklına gelmiyor değil. Acaba amiraller de korona önlemleri çerçevesinde mi gözaltına alındılar?
Olmaz demeyin. Bakın açıklamanın yapıldığı gün vaka sayısı 42 bin. Açıklamadan iki gün sonra vaka sayısı 49 bin... Nasıl? Bu iktidar için gerekçe olamaz mı? Olamaz diyorsanız o zaman onlar da "Darbe çağrısı var. Bu da salgını tetikler" diyebilirler.
Bakın ne müthiş (!) önlemler alıyorlar. Halka soğan-patates dağıtıyorlar. Bir süre sonra bunlardan biri çıkıp "Vaka sayısı azalıyor. Soğanın koronaya iyi geldiğini bizim bilim adamları söylemişti" derlerse şaşırmayın.
Salgında Avrupa'da birinci, dünyada ikinci olmuşuz. Bu kafayla dünya şampiyonluğuna da gidebiliriz.
Her gün dört yüze yakin can kaybediyoruz. Bunlar sayıdan ibaret değil, her biri bir nefes, bir insan... Her gün bir köy yok oluyor neredeyse...
Anketler salgınla mücadelede en önemli faktörün demokratik yönetim ve akıllıca kararlar olduğunu ortaya koyuyor.