Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “MHP olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimine girer. Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararı alır” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Deniz Yücel'in CHP İzmir İl Başkanı olarak seçilmesinin ardından “Bugün burada kimse seçimi kazanmadı; kimse seçimi kaybetmedi. Burada tek bir kazanan var, CHP. Bizim mücadelemiz, kavgamız dışarıda. Biz 8 Ocak’tan itibaren Cumhuriyet sevdalıları olarak birleşerek, bütünleşerek 2019’daki mücadelemiz için saflarımızı sıklaştıracağız” dedi.
***
Son iki günün en çarpıcı iki açıklaması.
Birbiriyle ilgisi yokmuş gibi görünüyor ama aslında tam da yaşanan durumu anlatan sözler.
Önümüzdeki günlerin, ayların nasıl şekilleneceğine dair bize ipuçları veriyor.
Aynı zamanda kimin nerede ve nasıl duracağını özetliyor.
***
Türkiye 2018'i nasıl bir ekonomik ve siyasi tablo ile geçirecekse, 2019'da aynen onlar olacaktır. 2018'in günleri, ülkede muhalefetin aş, iş, ekmek ve demokrasi üzerinden mi, yoksa partilerin kendi iç dinamikleri üzerinden mi yürüyecek?
Yaşananlardan çıkarılan sonuç, herkesin kendi durduğu yerden yürüyeceğine dair düşünceleri/kuşkuları doğruluyor.
***
Milliyetçi Hareket Partisi liderinin ittifaka çok sıcak baktığı, hatta tek umudunun ittifak olduğu artık tartışılmaz bir gerçek. Bunu gerçekleştirebilmek için daha bugünden “adayımız yoktur” demesinin nedeni de, iktidarın 2019'a kadar çıkarmak zorunda olduğu uyum yasaları.
Gerçi iktidarın yasa çıkarmak için MHP'nin desteğine hiç ihtiyacı olmadığını MHP lideri de biliyor ama önemli olan ön/yol açmak.
Bahçeli kendini, biraz da kendisini destekleyenleri, belki biraz da MHP'nin kurumsal kimliğini kaybetmeme derdinde. O yüzden de başkanlık seçimleri umurunda değil.
Erdoğan'ın başkanlığını kabul etmiş/içselleştirmiş Bahçeli için siyaseten tek çıkar yol, iktidarın listelerinden yandaşlarıyla birlikte yeniden vekillik yolunu garantilemek.
Gerçi hiç yetkisi olmayan mecliste bulunup da ne olacak?
Orası şimdilik Bahçeli'nin sorunu değil.
***
CHP'nin İzmir İl Başkanı'nı belirlediği kongresi öncesinde, kongre sırasında ve kongre sonrasında yaşananlar da işte bu yüzden MHP liderinin bakışını yansıtıyor.
Görünen odur ki, başkanlık seçimi Bahçeli'nin ne kadar umurunda ise, CHP İzmir'in de o kadar umurundadır.
Yaşananlar göstermiştir ki, CHP İzmir'in il kongre delegeleri tercihlerini yaparken yerel seçimleri düşünmektedir, başkanlık çok da önemli değildir.
Kimisi meclis üyeliği, kimisi belediye başkanlığı düşünen pek çok isim, 2019'u sadece yerel seçimlerden ibaret olarak benimsemiş ki, CHP'nin kongresinde ideolojiden çok adayların isimlerinin nereden geldiği konuşulmuştur.
Dedenizin, babanızın devrimci gelenekten geliyor olması, sizi de otomatik olarak devrimci yapmaz.
Devrimci olabilmek için içselleştirmeniz gereken, onun da ötesinde günlük yaşantınızda onlarla hareket ettiğiniz politikalarınız olmalıdır.
***
İşte tam da bu yüzden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP İzmir İl Kongresi'nin ideolojisi yan yana hatta üst üste gelmiştir.
Gücün karşısında biat, biatın getireceği hesaplanan koltuk.
O koltuktan başka bir koltuğa yatay geçiş umudu.
Kimse MHP'nin iddialı aday çıkarmayacağı yerel seçimlerde İYİ Parti'nin İzmir'de ne yapacağını hesaplamamış anlaşılan.
MHP kadar CHP'den de oy alacağı ayyuka çıkmış yerel seçimlerde, dilerim bu il kongresi zihniyeti başarılı çıkabilir.
Diyelim ki başarılı çıktı.
Başkanlığı iktidara kaptırmış muhalefet belediyesinin, yetkileri yüz kat artmış başkanın karşısında ne yapabileceği de ayrı soru işareti.
Önce belediyelere kayyum atarlar, sonra da CHP'ye.
O zaman bu kongreyi tartışırız umalım.
Ya da tartışacak yer ve zaman buluruz...