Süper Lig’de artık geri dönüşü olmayan haftalardayız. Fenerbahçe için bu maç sadece üç puan değil, aynı zamanda ben buradayım deme zamanı. Bütün taraftarların gözü bu 90 dakikalık maçta olacak. Çünkü ya kazanıp biz buradayız diyecekler ya da geriye sadece keşkeler kalacak.
Gaziantep FK ise bu sezonda ligde kaybedecek veya kazanacakları çok fazla bir şey yok. O yüzden daha rahat bir takım görebiliriz. Ama böyle bir rahatlık bazen de durumları tam tersine çevirebilir. Diğer taraftan Gaziantep’in bu maça eksiklerle çıkıyor olması, Fenerbahçe için avantaj olabilir. Teknik direktör Selçuk İnan’ın cezası sebebi ile yedek kulübesinde olmayacak olması takımı için negatif bir durum. Diğer yandan da hücum oyuncularının iki iyi ismi Okereke ve Kozlowski’nin eksiklikleri takımda hissedileceği kesin. Ama bu durumlar böyle diye sahada tam tersi olaylarda yaşanabilir. Teknik direktör Mourinho’nun bu maçta hangi taktikler ile maça çıkacağını tahmin etmek zor. İstikrarlı bir şekilde maç düzeni aksine farklı oyun tarzı sergilemeyi seviyor. Belki de yine herkesi şaşırtacak hamleler yapar. Kalede son zamanların formda oyuncusu İrfancan yerine başka isim görebiliriz. Her maçta iyi defans performansı sergileyen Skriniar’ın yanına kimi koyacağını karar veremiyor. Hücumda En Nesyri ve Dzeko arasında nasıl bir tercih yapacak? Ya da ikisi birlikte mi sahada olacak? Tahmin edilebilir tek durum var oda Talisca’da beklentinin yüksek olacak olması.
Fenerbahçe, artık geri dönüşü olmayan bir yola girdi. Her maç onlar için final maçı. Camia sabırsız, umutlar puan kaybı yaşadıkça azalıyor. Şimdi tek bir istek var, sahada gerçekten kazanmak isteyen bir takım görmek. Mourinho ve takım için bu maç, gerçek bir sınav niteliğinde. Artık sözle değil, sonuçla gösterilmesi isteniyor. İstenilen cevap şu: Sahada ruhuyla oynayan bir takım olacak mı, yoksa yine aynı sorunlarla karşılaşacak bir takım mı?